Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Raslantı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Maximillian Maxwell Blake
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
Maximillian Maxwell Blake


Erkek Mesaj Sayısı : 135
Yaş : 32
Rp Sevgilisi : Naka Michiyo
Kayıt tarihi : 19/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 5:18 pm

Korkunç bir gündü. Havada en ufak bir bulut bile yoktu. Etraf günlük güneşlikti. Tüm insanlar dışarıya çıkmış dolaşıyorlardı. İğreniyordu bu tür havalardan. Hem güneşe alerjisi vardı. Çok güneşte kalınca derisinde garip pullar çıkmaya başlıyordu. Her direk Güneş'e bakınca hapşırması da cabası.

Evde ailesiyle kavga edince hırsla dışarı çıkıp süpürgeyle Hogsmeade'e gelmişti. Süpürgeyle uzun yol katetmeği seviyordu. Hem temiz hava alıp hem de hayal kurabilirdi.

Amaçsızca sokaklarda yürüyüp duruyordu. Daha 15 dakika anca olmasına rahmen binlerce kişiye çarpmıştı. Aklı burda değildi ki, başka şeyler düşünüyordu. Okulların açılmasını, Hogwarts'ı, arkadaşlarını. Özlemişti onları ama okulu sevmiyordu. Tatil onu daha çok mutlu ediyordu. Tatilin tek kötü yanı vardı; ailesiyle daha çok vakit geçirmek zorunda kalması. Tabii ki bu da kavgaları beraberinde getiriyordu. Bu sebepten dolayı hergün sabahtan evden çıkıp, gece vaktinde geri dönüyordu. Yemek yerken hiç konuşmuyor, sonra hemen odasına kaçıyordu, ama bu sefer böyle olmamıştı. Çünkü bu lanet olası Güneş yüzünden çıkan benekleri annesi görmüş ve cıngar çıkarmıştı. Ona krem sürmeyi, bir şifacıya gitmeyi ve iyileştirme büyüsü yapmayı önermişti. İstemiyordu işte. Max'e göre bunlar bıraksan iyileşicek alerjik beneklerdi. Evet kötü duruyolardı ama olsun. Hiç kremle, büyüyle özellikle de şifacılarla ilgilenmeyi kaldıramazdı.

Uzun bir cübbe giymişti. Bu vücudunu tümüne örtmesi için gerekliydi. Biraz sıcaktı ama derisi daha fazla Güneş görürse rengi mora dönebilirdi. Kafasına evden çıkarken alelacele aldığı anlını hatta gözlerini kapatan bir şapka takmıştı. Çok sıcak olduğunu hissediyordu. O an durup etrafına bakındı. Giricek rahat bir yer aradı çok az ileride Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı'nın olduğunu gördü. Hızlı adımlarla dükkana ulaştı.

Dükkan'nın o tatlı açık mavi renk kapısını nazikçe açtı. Etraf güzel bir şekilde aydınlatılmış ve çiçeklerle süslenmişti. Cam kenarından bir masa seçti ve oturdu. Güneşin gelmediğinden emin olunca cübbesini ve şapkasını çıkardı. Çok bunalmıştı. Derisinde az olmasına ramen etraftaki insanlar benekleri görünce garipseyip bakmışlardı. Sonunda çığlık atıp kaçmamalarını istiyorsa Güneşe çıktığında bu cübbeleri giymeliydi. Etrafına bakınıp çalışan birini aradı, ama kimse yoktu sonra istediğini söylerdi. Sandalyesine yaslandı. Derin bir nefes aldı ve tekrar hayallerine daldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nakashima Michiyo
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
Nakashima Michiyo


Kadın Mesaj Sayısı : 153
Yaş : 31
Asa : 21,5 cm - 3 kuyruklu ejderga tüyü - çam kütüğü
Evcil Hayvanı : Kahverengi bir tavşan
Rp Sevgilisi : Max Blake
Kayıt tarihi : 14/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 5:50 pm

Naka geçen gün edindiği muggle aletini kurcalıyordu. Parlak yuvarlakların içinde müzik vardı ve diğer alet bunları çalmaya yarıyordu. Alete bağl bir kablo da bunu dinlemeni. Çok eğlenceli bir aletti ve insanın yanlızlığını dindiriyordu. Bilmediği şarkılar olsada tek tek dinliyordu. Zaten adamın verdiği torbada birsürü parlak yuvarlaklardan vardı.

O gün de Hogsmeade'e hem hava almak hem de bu aletle ilgilenmek için gelmişti. Aleti, her zaman yanında taşıdığı çuvalımsı şantasına tıkıştırmıştı. Abisi arkadaşlarıyla buluşmak için gidicekti geçerken Naka'yı da bırakmıştı. Abisi ve arkadaşları... Çok garip bi genç grubuydu. Anne ve babası abisini kaç kere o çocuklarla dolaşmaması için uyarmış olsa da abisi hep bildiğini okuyordu.

Naka'nın ilk işi her zaman Hogsmeade'e gittiğinde yaptığını yapıp Çay Dükkan'nına gitmek oldu. İçeri girip, insanlara şöyle bir göz attı çoğu tanıdığı kişilerdi. Hepsinin teker teker hatırını sordu ve hep oturduğu cam kenarı masasına döndü. Döndüğünde gördüğü şey onu şok etmişti. Her zaman oturduğu o masada başka biri oturuyordu. Hem de o kişi her zaman çok yakışıklı bulduğu kendi halindeki o Hufflepuff'lu çocuktu. Bir adım geri attı. Kızarmıştı. Girerken o kadar dikkat çekmesine ramen çocuk onu farketmemişti. Zaten Hogwarts'taki ilk senesinde çocuk hakkında oluşan izlenimleri çocuğun çok dalgın olduğuyla ilgiliydi.

Acaba konuşsamıydı? Yoksa koşup uzaklaşsa mı? Hayır gidemezdi. Kendine gelmeliydi! O böyle utangaç biri değildi. Belki konuşursa daha iyi olurdu. Belki konu konuyu açar ve..... Ehem... Ne demiştim, kendine gelmeliydi. Ancak ne diyecekti ki? Şey merhaba, ben geçen seneden beri sizden hoşlanıyorum hem yerime de oturmuşsunuz ne ortak yanımız var. Değil mi? mi? Düzgün birşeyler bulmalıydı. Zaten nerdeyse 20 saniyedir ayakta çocuğa bakar bir şekilde duruyordu ama çocuk onu hala fark etmemişti. Belki düşünecek daha önemli konuları vardı... O zaman konuşmak isterdi. En iyisi yanına gidip konuşmaktı. Bunu yapıcaktı.

Kafasında kararlaştırır kararlaştırmaz. Koşar adım pencere kenarındaki o tatlı masaya yürüdü. Çantasını çocuğun karşısındaki sandalye'ye koydu. Yüzüne en tatlı en canayakın sırıtışı vererek;

Merhaba. Ben Naka. Oturabilir miyim?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Maxwell Blake
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
Maximillian Maxwell Blake


Erkek Mesaj Sayısı : 135
Yaş : 32
Rp Sevgilisi : Naka Michiyo
Kayıt tarihi : 19/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 6:24 pm

Merhaba. Ben Naka. Oturabilir miyim?

Bu bal gibi tatlı ses, onu hayallerinden tutup gerçek dünyaya çay dükkanının içine çekip cam kenarındaki masaya fırlatmıştı. Aslında bu nefret ettiği birşeydi ama o bal gibi sese kızamamıştı. Şaşırmış bir şekilde bu sesin kaynağını aradı. Sağa, sola hızla salladı kafasını sonunda çaprazında duran simsiyah saçlı açık tenli güzel ötesi kızı gördü. Kendine engel olamadan gözlerini ovuşturdu. Hala düş mü görüyordu. Gözlerini tekrar açınca kızın hala orada olduğunu görünce gerçek hayata döndüğünü anlayabildi. Aslında hala şüpeleri vardı. Utanmasa gerçek mi diye elini uzatıp kıza dokunucaktı.

T-Tatabii... Elbettee... Oturabilirsin. B-Ben de Max.

Kız kendisinden 1-2 yaş küçük gibiydi giydiği elbiseler cıvıl cıvıldı. Bu neşeli ve pozitif olduğunu gösteriyordu. Kız oturduğunda parfümünün kokusu geldi burnuna, o güzel şeker kokusu... İster istemez bir hoşnutluk gülümsemesi oluştu suratında.

Acaba ne istemeye gelmişti. Aslında kızı bir yerden gözü ısırıyordu. Bir yerlerde görmüş olmalıydı. Hogwarts'tan olduğuna bahse girebilirdi. Kız çok güzeldi etrafına ışık saçıyordu. Nasıl olur da onu fark etmemişti peki. Hah! Siz daha pantolon giyip giymediğinizi farkedemiyorsunuz. Bay Maximillian Maxwell Blake! dedi içindeki ses. Hayır! Konumuz bu değil. Konumuz kızın ne istediği! Bu arada göz ucuyla aşağıya bakıp pantolonun olup olmadığından emin oldu.

Hmm.. Şey.. Tanışıyormuyuz?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nakashima Michiyo
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
Nakashima Michiyo


Kadın Mesaj Sayısı : 153
Yaş : 31
Asa : 21,5 cm - 3 kuyruklu ejderga tüyü - çam kütüğü
Evcil Hayvanı : Kahverengi bir tavşan
Rp Sevgilisi : Max Blake
Kayıt tarihi : 14/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 8:08 pm

Çocuğun sersemlemiş halleri, dalgın bakışları ve kekelemesi Naka'nın çok hoşuna gitmişti. Tam anlamıyla tatlı bir çocuktu, tam düşündüğü gibi. Okuldaki her tatlı çocuk gibi bunun da birçok özelliğini araştırmıştı. Adını, notlarını ve yakın arkadaşlarını...

Oturma iznini aldığında gülümsemesini daha da yayıp daha önce çantasını koyduğu sandalyeye yayıldı. Sandalyeye yönelirkenki esinti sıktığı parfümün kokusunu çocuğa taşımış olucaktı ki çocuğun belli belirsiz etrafı kokladığını hissetti. Sonra da o dalgın yüzünde bir tebbessüm belirdi. İşte o an Naka kalkıp çocuğun yanaklarını sıkabilirdi ama kendine hakim oldu.

Çocuğun gözlerinin içine bakmaya başladı ama çocuk boş bakıyordu. Sanki başka bişeyler düşünüyormuşcasına ve sonra Max aniden gözünü aşağıya kaçırdı. Utanmış olmalı diye düşündü Naka ama susuyordu. Max'in konuşmasını istiyordu. Sonunda Maz konuştu.

Hmm.. Şey.. Tanışıyormuyuz?

Ne? Ahh keşke konuşmasaydı. diye bir düşünce belirdi beyninde. Gülümsediğinde o kadar mutlu olmuştu oysaki. Tanışıyormuyuz? Demekki Naka'yı tanımıyordu ve Eee.. Ne istiyorsun? Neden geldin yanıma? diyordu. Naka suratını asıp,

Hogwarts'tan- dedi bıkkın bir şekilde, Eğer rahatsız ediyorsam kalkarım ama çoğunlukla Hogsmeade'e gelince buraya gelip çilekli kahve içerim.

Kalkmaya yeltendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Maxwell Blake
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
Maximillian Maxwell Blake


Erkek Mesaj Sayısı : 135
Yaş : 32
Rp Sevgilisi : Naka Michiyo
Kayıt tarihi : 19/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 8:30 pm

Kızın yüzündeki gülümseme birden kayboldu.

Eğer rahatsız ediyorsam kalkarım ama çoğunlukla Hogsmeade'e gelince buraya gelip çilekli kahve içerim.

Ne? Ne? Hayır! Çoğunlukla yanlız kalmak isterdi ama bu sefer yanlız kalmak istememişti. Ne yapcağını bilemeden saçma sapan el hareketleriyle, Hı.. Yok. Gitme... Seni kırdıysam üzgünüm, sadece sordum zaten tanıdık geliyordun. Belki okulda konuşmuşluğumuzda olmuştur ama ben çok dalgınlaşmaya başladım. Aslında hep böyleydim. Yani, herneyse. Bu yüzden senin gibi... Iııı.. güzel bi kızı da farketmemiş olabilirim. Yani farkedilmez ama.. Etmemişim işte... gibi şeyler geveledi sonra sustu.

Harika bir iş başardınız Bay Maximilian Maxwell Blake. Uzun süredir normal insanlarla konuşmadan, güzel bir kızla konuşursanız böyle olur. Sus! Bana bırak.. Ben hallederim.

Yani gitme. Konuşuruz.


Harika işti süper hallettiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nakashima Michiyo
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
II. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
Nakashima Michiyo


Kadın Mesaj Sayısı : 153
Yaş : 31
Asa : 21,5 cm - 3 kuyruklu ejderga tüyü - çam kütüğü
Evcil Hayvanı : Kahverengi bir tavşan
Rp Sevgilisi : Max Blake
Kayıt tarihi : 14/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 9:34 pm

Kalkıp gitme isteği anında yok olmuştu. Max çok tatlıydı. Eli ayağı birbirine dolaşmış bir şekilde konuşuyordu. Naka kendine engel olamadan kıkırdamaya başladı. Aslında onu daha fazla saçmalamaması için durdurmalıydı ama canı istememişti. Bu çocuk gerçekten çok şekerdi. Tekrar sandalyesinde yayıldı. Konu açmalıydı. Öylece oturup sıkılmak istemezdi. Max'in ona doğru hülyalı hülyalı bakan suratını görünce birden gözüne yüzündeki garip lekeler takıldı. Dikkatlı bakılmasa anlaşılmayacak durumda olmalarına karşın çok garip duruyorlardı. Elini yavaşça kendi suratına getirip yüzünü işaret etti.

Suratında- Suratındaki lekeler... Onlar ne?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maximillian Maxwell Blake
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
III. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
Maximillian Maxwell Blake


Erkek Mesaj Sayısı : 135
Yaş : 32
Rp Sevgilisi : Naka Michiyo
Kayıt tarihi : 19/01/09

Raslantı Empty
MesajKonu: Geri: Raslantı   Raslantı Icon_minitimeÇarş. Ocak 21, 2009 11:51 am

İyicene saçmadığını biliyordu. İçindeki ses zaten her seferinde salaklığını Max'ın yüzüne vuruyordu. Üstüne üstlük kız da kıkırdamaya başlayınca, kızarmıştı. Bu kadar salak olabileceğini kendi de bilmiyordu. Naka geleli daha 2-3 dakika olmuştu. Max içinden harika bir izlenim verdiği için kendini kutladı. Normal de insanların kendisi ile ilgili düşüncelerini önemsemezdi ama kendisinin de bilmediği bir nedenden dolayı bu kızınkileri önemsiyordu. Naka tekrar sandalyesine yerleşmişti. Gözleri, dudakları, ten rengi... Her şeyiyle çok güzel ve tatlı duruyordu. O güzel dudaklar açıldı ve konuştular.

Lekeler?! Yoo... Derisindeki o aptal alerjik reaksionlar. Ne diyebilirdi ki bu durumda. Hiç bir şey sadece anlatıcaktı. Konuşmak için konu gerekiyordu, evet ama konunun o lekeler olmasıdan rahatsız olmuştu. Kendini kötü hissetmeye başlamıştı. Böyle güzel bir kızla konuştuğu konu Güneş yüzünden derisinde çıkan lekelerdi. Elleriyle yüzündeki lekeleri kapamaya çalışarak;

Ee... Onlar alerji. Güneş'e alerjim var da. yüzündeki lekeleri saklamaya çalıştığı ellerinde de lekelerin olduğunu fark etti, saklamanın bir mânası kalmadı o zaman diye düşünerek pes etmiş bir şekilde ekledi Aslında biraz dikkat ederim ama dün... Dün dikkat etmemişim.

Yalandı. Aslında hiç dikkat etmezdi ve yazları lekeli bir şekilde dolaşır geceleri kaşıntıdan uyuyamazdı. Ailesi onu bu konu için ne kadar Şifacılara götürmek istese de onları tersleyip kavga çıkarırdı. Şifacılar ve iksirleri mide bulandırıcıydı ona göre. Vücudu iksir olmadan da atlatabilirdi.

Boşver onları. dedi atlatırcasına. Hogwarts'ta okuyorsun hangi sınıf, hangi bina?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Raslantı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Londra :: Hogsmeade :: Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı-
Buraya geçin: