Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bar 3 ~

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Dahlia E. Blãzej
Le Dahlia Noir Sahibi
Le Dahlia Noir Sahibi
Dahlia E. Blãzej


Kadın Mesaj Sayısı : 36
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 18/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePtsi Ocak 19, 2009 3:29 pm

Karışıklık olmaması için ayrı ayrı bar başlıkları var. Barda ben varım. Rp'lerinizin içine beni de katabilirsiniz. Ya da isterseniz yalnızca benimle Rp yapabilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Malachi Walter Delard
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Malachi Walter Delard


Erkek Mesaj Sayısı : 85
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 24/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePaz Ocak 25, 2009 3:07 pm

İngiltere'deydi. Nefret ettiği topraklarda. Atalarının kanını döken pisliklerin yuvasında. Babası tarafından gönderilmişti. Bağlantılarını iyileştirmek amacıyla. Sahip olduğu dış görünüşü, ona iyi bir çevre kazandırıyor ve bir bakıma şirketin pazarlama temsilcisi görevini görmesine yol açıyordu. Şimdiki görevi, İngiltere Sihir Bakanlığı'nın parşömen ihtiyacını karşılamak için kendilerini tercih etmesini sağlamaktı. Az önce yapmış olduğu görüşmeden olumlu sonuçlar elde etmişti. Her ne kadar, kalın enseli, çökük gözlü, içtiği viski nedeniyle yüzü kızarmış, kısaca domuza benzeyen adam ile oturup sohbet etmek cazip gelmese de; bazen bunlara katlanmak gerekliydi. Sonuçta burada yaptığı her iş, kendisine galleon olarak dönecekti. İngilizler'in o meşhur yerine, büyü dükkanlarının bulunduğu Diagon Yolu'ndaydı şimdi. Kuru kalabalık hızlı adımlar ile hareket ediyor, telaşlı seslerin ve hamlelerin arasında vitrinleri geziyordu. İngiltere'nin soğuk insanlarındansa, İskoçya'nın kaba tavırlı fakat içten insanlarını neden tercih ettiğini tekrar anlıyordu. Yer yer taşları kırılmış kaldırıma çıktı ve çokça methedilen Gringotts Büyücü Bankası'nın sağında bulunan yolu tanımlayan tahta plakaya baktı. Knockturn Yolu. Oraya yönelen siyah cüppeli, çirkin birtakım cadı ve büyücüleri izledi. Tahminleri doğruydu. Burası karanlık büyücülerin mekanıydı. Yani kendisi gibi.

Geniş yoldan, dar bir yünele girdi. Eskimiş, nemden yer yer sıvaları çıkmış duvarlara uzak mesafeden ilerliyordu ve herhangi birisine çarpmamaya dikkat ediyordu. Tehlikeli görünen bir yerdi. Burayı sevmişti. Yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu ve tünelin sonuna ulaşınca durdu. Borgin & Burkes. Karanlık Lord'un bir zamanlar çalıştığı mekan. Alaycı gülümsemesi yerini tehditkâr bir ifadeye bıraktı. Oraya tapınacak hâli yoktu. Bir süre vitrinlerine baktıktan sonra sola döndü ve cafelerin bulunduğu bölüme geçiş yaptı. Kemik Torbası, Le Dahlia Noir. İki seçenek önünde bulunuyordu. İkinci seçeneği seçti, diğerine göre daha etkileyici gözüküyordu. Tahta, yeni cilalandığı belli olan kapıyı araladı ve içerisinin loş görüntüsüne adım attı. Üst kata çıkan merdivenlere adımını yönlendirdi ve etrafına bakmadan yürümeye başladı. Sessiz gürültünün kulaklarına iliştiğini hissediyordu. Gizem böyle bir şeydi. Üst kata vardığında durumun farksız olduğunu gördü. Tanıdık bir yüz.

Karşı masada oturan Sveta'yı gördüğünde yüzünde şaşkınlık belirtisi oluşmuş ve bulunduğu yerde, kendisine saatlerce gibi gelen bir süre kadar kalmasına yol açmıştı. İki yıl sonra. O kadar uzun zaman geçmişti ki üzerinden, bu takıntılı olduğu kızı görmeyeli. Şimdi karşı masada, pencereden geçenleri izleyen ve içkisini yudumlayan bir hâlde bulmuştu onu. Anılar canlanmaya başlamıştı gözünün önünde. Her zamanki gibiydi o yine. Onunla ilk karşılaştığında da gölü izler iken bulmuştu. Yutkundu ve ürkek birkaç adım attı. Ardından varlığını belli edip etmeme düşüncesinin aklından geçmesine izin vermeden masasına oturdu. Umursamazca kendisine dönen yüz ile karşılaştığında, geçen iki yılın onu daha da güzelleştirdiğini farketti. Cüppesinin sağ üst cebinden sigara paketini çıkardı ve heyecandan soğumuş parmakları ile içerisinden bir tane aldı. Paketi eski yerine koydu ve sol alt cebinde bulunan çakmağını çıkartarak, sigarayı dudakları arasına götürdü. Ateşi yaktı ve yüzünün parladığını hissetti. Kıza şaşkınlığını atlatması için zaman vermişti. Çakmağı masaya bıraktı ve sigarasını derince çekti. Dumanı havaya verdi, loş ortamda yayılmasını izledi.
"Uzun zaman oldu. Değil mi?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sectumsempra.ultimaterpg.org/lejantlar-f14/malachi-walter
Emilie Sveta Lawnet
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Emilie Sveta Lawnet


Kadın Mesaj Sayısı : 43
Rp Sevgilisi : Yok.
Kayıt tarihi : 25/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePaz Ocak 25, 2009 4:05 pm

''Lanet olası adam. Ah, teşekkür ederim.'' Satıcının uzattığı içi katılaşmış ejderha yumurtası olan poşeti zayıf eliyle aldı ve adama parasını ödedi. 120 Galleon. İçinden kısa bir *yuh* geçti ve bu paranın iki katını amcasından alacağına yemin ederek dükkandan çıktı. Para önemliydi onun için; kaçacaktı. O adamın azarlamarına katlanamıyordu. En çok korktuğu şey ise ona zarar vermekti ki yakında yapacaktı. En yararlı olan kararı vermişti. Özleyecekti kuşkusuz İngiltere'yi, Knockturn Yolu'nu. Yeşil gözleriyle, her yerini kazımak istercesine beynine baktı uzun caddeye. Yanından geçerken laf atan adamdan, köşede deli gibi gülen tuhaf kadına kadar kaydı gözleri ve sinirliliğinin aksine tebessüm etti hafifçe. Yavaşça yürümeye başladı. Kahverengi saçlarını örgülü bir biçimde açık bırakmıştı. Sokaktakilerin aksine terlemiyordu vücudu. Belki de hissetmiyordu sıcağı, bilemiyordu. Sandaletleri basarken taştan zemine soğuk birşey içebileceği geldi aklına. Belki de son keaz yapacaktı bunu. Ve bu ani kararına bağlı olarak arkasını döndü, en sevdiği içkilerin satıldığı cafeye doğru ilerlemeye başladı.

İlk içki içişini hatırlıyordu da, ne gülmüşlerdi kızın haline. O zamanlar ona karşı kibar olan amcası alışması gerektiğini söyleyip içkiye, onu Le Dahlia'ya götürmüştü. Tezgahtar kıza çok sert yapmamasını söylemiş, ancak yinede o içki küçük Emilie'ye fazla gelmişti. İçerken buruşan küçük yüzü türlü biçimler almış, amcası kahkalara boğulurken oda gülmek istemiş fakat ağzının dolu olduğunu unutup, güleyim derken ağzındakileri amcasının yüzüne püskürtmüştü. Buna hiç kızmayan amcası onu tanıyan herkesin garipseyeceği biçimde Emilie'yi sevgiyle karşılamış ve gülmeye devam etmişti. Küçük kız rezil olma duygusundan az da olsa kurtulmuş, amcasına olan sevgisi artmıştı. ''Pöh.. Ne sevgiydi ya...'' Sevdiği cafeye girerken yaşlı adama ufak bir küfür savurdu. Kapının açılmasıyla başını çeviren Dahlia'ya karşılıklı olarak gülümsedi. Arasıra da olsa sohbet ettiği bu kadını seviyordu. Ayrıca Emilie'nin istediği türden içkiyi çok iyi ayarlayabiliyordu. Bu konuda ona hayrandı kız. Herzaman oturduğu yere çıkarken, aşağıda içkisini hazırlamaya başlayan kadını görebiliyordu. Tahta zemine ulaştığında yerinin boş olduğunu görerek rahatladı. İnsanlarla tartışmak istemiyordu. Ayaklarının altındaki zemini gıcırdatarak yürüdü ve poşeti masanın kenarına koyup, oturdu. Daha saniyeler geçmemişken Dahlia'nın sesini duydu. ''Al tatlım.'' Başını çevirip kadına baktı ve minnetle gülümseyip ''teşekkür ederim Dahlia'' dedi. Kadın gülümseyip giderken Emilie kurumuş dudaklarını cam bardağın buz gibi kenarını değdirdi. Soğuk içki boğazını yakıp, bedenin içine kayarken gözlerini zevkle kırptı. Belirli aralıklarla içmeye başladı. Cafe her zamanki gibi serindi. İnsanların konuşmaları dolduruyordu havayı. Kız başını çevirip tanıdığı varmı diye göz gezdirdi mekana. İki adamın pisçe ona baktığını gördüğünde umursamayıp, başını camdan dışarı çevirdi. Alışıktı o tür bakışlara ve nasıl davranacağını öğrenmişti. Güzel olması onun suçu değildi.

Henüz kaç dakika geçtiğini bilmiyordu ama kader ağlarını örmeye başlamıştı. Karşısında oturan adama bakakaldı birsüre. Haylaz bir Hogwarts öğrencisi gibi çıkarmıştı sigarasını. Elbette, biricik sevgilisiydi o, onun. İçinden zıkkım iç diye geçirirken, aslında onu ne kadar özlediğini fark etti. İki yıl olmuştu, dilekolay. Bu süre adamı daha da karizmatik hale getirmişti. Tuhaf bir havası olmuştu. "Uzun zaman oldu. Değil mi?" ''Evet.'' Bardağını yavaşça ağzına götürürken yeşil gözleriyle adamı inceliyordu. Büyük bir şaşkınlık vardı düşüncelerinde. Umursamaz göründü ona. Rol yeteneğinin hatırı sayılırdı. Sesine pek fazla efek vermemeye çalışarak, öğrenmek için yanıp tutuştuğu soruyu sordu ona. ''Nerelerdeydin bakalım? Herzaman ki gibi babanın dizinin dibindemiydin?'' Gülümsedi ona. Dalga geçmek herzaman hoşuna gitmişti. Ve amcası kısa bir süreliğine aklından çıkmış, boşalan alanı Malachi doldurmuştu. Adamın yüzüne bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Malachi Walter Delard
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Malachi Walter Delard


Erkek Mesaj Sayısı : 85
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 24/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePaz Ocak 25, 2009 4:59 pm

''Evet.'' Bu kadar mıydı? Hasretle sorduğu sorunun yanıtı bu kadar kısa olmamalıydı. Kızın kendi teklifini geri çevirdiği anı düşündü. Gururdan değil miydi tüm yaptığı? Malachi'nin de kendisini umursamayacağını düşünmesinden değil miydi tüm bunlar? Sigarasından derin bir nefes daha aldı ve hırsla sıktığı dudakları arasında kalan süngerin ezildiğini farketti. Masaya yumruk atmamak için kendisini zor tutuyordu, fakat şu an yapabileceği bunlardan çok uzaktı. Menüye elini uzattı ve ilk kez geldiği bu mekânda ne gibi içkiler olduğuna bakmaya başladı. 'Ateş Viskisi.' İskoç viskisinin yanında bir hiç olmalıydı bu. Ama elle tutulan tek şey de, bu gibi görüküyordu. Az sonra ondan sipariş edecekti. Şimdi değil. ''Nerelerdeydin bakalım? Her zaman ki gibi babanın dizinin dibinde miydin?'' Az önceki sinirli hâlinin geçmesine yol açan bir soruydu bu. Kurtuldu tüm hırslarından, arzularından, nefretinden, hislerinden. Sadece karşısındakine odaklandı. Sigarasını kül tablasında söndürdü. Yüzüne gülümseme yerleştirdi. Acımasızca bir cevap verebilirdi. 'Senin yapamadığın gibi değil mi?' Ama ona karşı acımasız olamıyordu. Tüm ruhunu saran bir etkisi vardı. Oldukça zalimceydi. Hapiste idamını bekleyen bir mahkum gibi. Yeşil gözlere, kömür karası gözlerini dikti ve konuşmaya başladı.

"Aslına bakarsan babam bu durumdan oldukça sıkıldı. Beni sürekli bir yerlere gönderiyor ve iş nedeniyle bu lanet topraklardayım. Ve bana nerelerde olduğumu sormana hakkın yok sanırım. Özellikle sana gitme demişken ve sen benden kaçmışken." Hüzünlü bir sahne. Şatoyu çevreleyen duvarların ayrıldığı tek noktada, büyük siyah parmaklıklara sahip kapının önünde konuşuyorlardı. Amcası İngiltere'ye taşınıyordu. O da onunla gidecekti, fakat zorunluluğu yoktu. Malachi ile hayatını birleştirebilir ve onunla birlikte yaşayabilirdi. Anılar gözünün önüne fragmanlar hâlinde geliyordu. Yüzündeki ciddi ifade, kızı yargılıyordu. Bir yandan da ona kızamıyordu. O kadar güçlü değildi. Ona karşı oldukça güçsüzdü ve en ufak isteğiyle dediğini yapabilir, engelleri engel tanımından çıkarabilirdi. Tek bir sözcük duymak istemişti kapının önünde. 'Evet.'

Dükkan sahibi kadın ne almak istediğini sorduğunda, bir bardak ateş viskisi istemişti. Kadının ilerlediğini gördükten sonra sandalyesini biraz daha çekip Sveta'ya yaklaştı. "Şimdi söyleyeceklerime inanır mısın bilmem ama, ben hâlâ seni düşlüyorum. Tıpkı ilk günkü gibi. Ve şunu da bilmen gerekir. Ben hâlâ ilk günkü gibi acı çekiyorum." İtiraflar. Aslında konuşmasını planlama vakti olsaydı yine aynı sözcükleri sarfederdi. Ona bunları iki yıl önce de söylemişti. Konuşmalarının başında. Bir sülük gibi görünebilirdi, Sveta tarafından. Kendisine yapışmış, kanını emmek isteyen. Belki de Malachi, bir Don Kişot'tu. Hayallerinin peşinde savaşan. Masasına konan ateş viskisi ile dolu bardaktan birkaç yudum aldı. Kendi viskileri kadar sert değildi fakat tadı fena sayılmazdı. Şu an aklı sadece bir yerdeydi. İki yıl içerisinde Sveta'nın kendisini özlemesi ve gerçekten kendisine karşı olan hislerini kavramış olması. Bu ihtimale sıkı sıkı sarılan bir Malachi vardı. Tıpkı kopmak üzere olan bir halata, düşme ihtimaline karşı sıkıca sarılan birisi gibi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sectumsempra.ultimaterpg.org/lejantlar-f14/malachi-walter
Emilie Sveta Lawnet
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Emilie Sveta Lawnet


Kadın Mesaj Sayısı : 43
Rp Sevgilisi : Yok.
Kayıt tarihi : 25/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 8:27 am

İnanamıyordu. O, gerçektende karşısındamıydı? Yıllardır kalbinde yatan çocuk, beklediği çocuk? Evet, oydu. Karşılaştığı bu insan yine hayatını altüst edecekti. Onsuz azda olsa huzurluydu. Ne olmuştu da birden karşısına çıkmıştı? Ah, bunu gerçekten soruyormuydu? Masum insanlara yaptığı o işkenceler hayat bulup karşısına dikilmiş gibiydi. Peki ya karşısında ki masum muydu? Belki evet, belki de hayır. Kim bilir ondan sonra kaç kıza teklifler yağdırmış, aldatmıştı onu. +Sanane kızım...+ Emilie içkisini tekrar dudaklarına götürdü. Onu neden ilgilendiriyordu ki? Neden kendine bile itiraf edemediği duygular böyle günışığına çıkmak zorundaydı? Karşısında sigarasını içen çocuk mahvolmuş hayatını daha da mahvetmeyecek miydi? Yeşil gözleri çocuğun ellerine kaydı. Sigarasını söndürüşünü izledi. Onlarınkisi de böyle sönüvermişti. Tekrar gözlerini ona çevirdi. Yüzündeki gülümsemesine karşılık almıştı. Yavaşça söndü yüz hatları. Gözlerini masanın üzerindeki bardağıyla oynayan ellerine dikti. Kısaca baktı çocuğa ve gözlerinin delip geçeceğini sandı bir an. Tekrar eğdi gözlerini.

"Aslına bakarsan babam bu durumdan oldukça sıkıldı. Beni sürekli bir yerlere gönderiyor ve iş nedeniyle bu lanet topraklardayım. Ve bana nerelerde olduğumu sormana hakkın yok sanırım. Özellikle sana gitme demişken ve sen benden kaçmışken."

+Sıkılmışmış.. Lanet topraklar mı? Seni kendini beğenmiş! Özellikle bana gitme demişken...!+ Kız sanki vücuduna şok verimişcesine kısaca ürperdi. Hızla gözleri bardağından çocuğun gözlerine dikildi. Demek kendi suçuydu. O zalim adama uymasaydı tanrı bilir nerede olacaktı? Ne hallere düşecekti? Peki ya o, ona sahip çıkmış mıydı? Acı bir anıdan bahsediyordu. Ruhunun tekrar ızdıraplara boğulmaması için unutmaya çalışmıştı. Belki de başarmıştı. Şimdi yeniden hatırlamak?..
Hafifçe yağmurun çiselediği, koyu bir eylül akşamıydı. Amcası olacak adam sıkılmıştı İskoçya'dan ve tutturmuştu İngiltere diye. Kıza seçim hakkı bırakmamıştı. Gelmesse onu sokağa atacağını ve mirasından men edeceğini söylemiş, türlü tehditler savurmuştu. Tabii çocuğun haberi yoktu bu olanlardan. O sanki hayat toz pembeymiş gibi kal demişti. Peki vicdanı tarafından sürekli rahatsız edilen Emilie orada nasıl kalacaktı? Ya çocuk ona sahip olduktan sonra çekip gitseydi? Beş parasız olarak sokakta kalacaktı. Hepsini düşünmek zorundaydı kız. Her ne kadar onun sevgisine inanmaya çalışsada. Amcasının şatosunun önünde ki o adeta yalvaran gözleri unuttuğunu mu sanıyordu? Onun yüzünden kaç gece uykusuz kalmış, kendini yemişti. Ve şimdi o, ona kalkıp-

"Şimdi söyleyeceklerime inanır mısın bilmem ama, ben hâlâ seni düşlüyorum. Tıpkı ilk günkü gibi. Ve şunu da bilmen gerekir. Ben hâlâ ilk günkü gibi acı çekiyorum."

Birden ne olduğunu anlamadı kız. Gözlerini kaldırdı ve çocuğun elindeki bardağı gördü. Ne zaman gelmişti Dahlia? Muhtemelen o gittikten sonra sorguya çekecekti. Gözleri bulduğunda siyahları derin bir nefes aldı. Acıyla karışık bir özlem vardı gözlerinde. Demek unutmamıştı onu. 7 yıl öncesini hatırladı birden. Göl kenarı ve Malachi. Hayatında ilk defa o kadar mutluydu o zaman. İçinden nedensiz bir öfke dalgası geçti. Sanki kendisi acı çekmiyordu. Ruhundaki yaraları görebilecek olsaydı çocuk şaşkınlıktan dilini yutardı. Yinede ona karşı derin bir özlem ve hasret çekiyordu. Çocuğun dudaklarına kaydı gözleri -saniyelik-. O dudaklara bir kere bile dokunamamıştı. Ellerine bile değememişti ki. Gözleriyle yetinmek zorunda kalmıştı.

''Bende acı çekiyorum Malachi. (Çocuğun adını söylediğinde içi titremişti.) Belki de seninkilerin yüz katını. Hergün uyandığımda bir umut doğuyor içime. Saniyeler sonra yok oluyor ve ızdırap başlıyor. Ayrıca senden kaçmadım. O lanet herifin bana neler söylediğini bilmiyorsun. Hiçbirşey bilmiyorsun! Ve kalkmış bana acıdan söz ediyorsun!''

Ellerini bardağından çekti ve çocuğun şaşkın yüzünden aldı gözlerini. Eli poşetine uzandı ve tuttu. Ayağa kalktı. Üzerinde birkaç çift göz hissediyordu ve o sinirle lanet yapmadan nasıl gideceğini bilmiyordu. Belki de hayatında son kez göreceği tek sevgisine baktı tekrar. Elinde bardağı kalakalmaştı. Birşey söyleme ihtiyacı duydu ve dudakları aralandı. Ancak hiçbirşey söyleyemedi ve dudaklarını kapayıp, ona arkasını döndü. Hızla merdivenlerden aşağıya inerken boğazına yumrunun takıldığını fark etmesi uzun sürmedi. Yanıyordu gözleri, muhtemelen kanlanmaya başlamıştı yeşil gözleri. Şimdi arkasını dönse, son hızla ona gitse ve özlemle yapışsaydı dudaklarına. Ancak yapamazdı. Aptal gururu vardı. Dahlia'nın şaşkın bakışları altında hızla geçti alt katı. Arkasından seslenen kadının sesini duydu. Kapıyı açtı ve kendini sıcak sokağa attı. Nedendi ona bu kızgınlığı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Malachi Walter Delard
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Malachi Walter Delard


Erkek Mesaj Sayısı : 85
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 24/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 7:46 pm

Şaşkındı. Yüzünün her noktasında beliren ifade yalnızca buydu. Bilmediği şeyler, şu an önüne tadı berbat bir yemek gibi sunuluyordu. Bardağının yarısını dolduran viskiyi, bir dikişte bitirdi. Boğazının alev aldığını hissediyordu. Beynine az sonra uyuşma sinyalleri gönderilecekti. Ve belki de kadehler sonra, dili ağırlaşacak ve ne dediğini bilemez hâle gelecekti. Fakat şu an dâhi neler söylediğini, nereye tuz bastığını bilmiyordu. Bildiği tek şey, hayallerinin tamamını oluşturan ve şu an karşısında uçup gitmeye hazırlanan narin bedeni kırdığıydı. Gidiyordu. Önceki seferde de olduğu gibi. Engel olacak mıydı? Daha önce olmaya çalıştığı gibi. Bardağı masaya sertçe bıraktı, cebinden çıkardığı galleonları hızla masaya bıraktı. Çoktan sıcak sokağa varma ihtimali bulunan kızın peşinden gitti. Bar sahibi ve diğerleri şaşkınca bu ikiliye bakıyordu. Bar sahibinin kızgın ifadesinin muhtemel nedeni, Malachi'nin, sürekli müşterisini mekanından çıkartmasıydı. Neredeyse kapanmak üzere olan kapıyı tuttu ve yerdeki taş basamağa dikkat ederek, düşmeme çabası içerisinde, nefes almasını zorlaştıracak derecede sıcak olan sokakta kendisini buldu.

"Sveta, bekle!" Çaresizce dökülen yalvarış. Ona karşı olan güçsüzlüğü yine tavan yapmıştı. Ne kadar da zalimdi ve bu zalimlik ona ne kadar da yakışıyordu. Belki de Malachi onu değil, onun peşinden koşmayı sevmişti. Bilemiyordu. Fakat peşinden koşmayı sevmek fiilini sevseydi eğer, bunu herhangi bir kız ile yapabilirdi de. Hayır, o onu seviyordu. O ne kadar anlamaya çalışmasa da, kendisine güvenmese de. Onunla yaşamını birlikte geçirmeyi teklif etmemiş miydi? Ona amcasının sunacağının katlarca fazlasını sunacağına inanmıyor muydu? Kızın kahverengi saçlarını savurarak arkaya dönüşünü izledi. Yavaşlatılmış bir gösterimdi adeta. Nefesi yine düzensizleşmişti. Yeşil gözlerine kilitli kalan, kızın gözlerinin yanında anlamsız duran bir çift kara göz. Elindeki poşet ile süzülerek yanına geliyordu. Ne var ki, çatılmış kaşları farkedince kendisine gelebildi.

Kıza birkaç adım yaklaştı ve sesini kontrol etmeye çalışarak konuşmaya başladı.
"Sveta, dur. Biliyorum. Yani ben hatalıydım. Sana neden gittiğini hiç sormadım. Ama sandım ki." Bir süre bekledi. Adrenalin pompalayan kanını yavaşlatmaya çalıştı. Başarısızdı. "Yani ben sandım ki, hayatında başka biri vardı ve bu yüzden gittiniz. Şimdi anlıyorum. Evet, şimdi seni anlıyorum. Ama bana neden güvenmedin? O şımarık çocuğun gittiğini farkedemedin mi?" Yüzünde acınası bir hâl vardı. Yalvarmak. Ölümünü getirecek olana bile yalvarmayacağını düşünen Malachi, Sveta karşısında bunu da yapıyordu. Daha ne kadar alçalabilirdi bilmiyordu. Gözleriyle kızın parıldayan yeşil gözlerinin içine daldı. Parıltısı göz kamaştırıyordu. Teninin beyazlığı, saçının kokusu. Onu istiyordu. On altı yaşında bir çocukken istediğinden fazlası ile. Ve bu özlem bunu daha da belirgin hâle getirmişti. Bu özlem nedeniyle, hiç kız arkadaşı olmamıştı. Adı somurtkana çıkmış, kindar gözler ile bakılmasına yol açmıştı. Neden vazgeçmeliydi ki?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sectumsempra.ultimaterpg.org/lejantlar-f14/malachi-walter
Emilie Sveta Lawnet
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Emilie Sveta Lawnet


Kadın Mesaj Sayısı : 43
Rp Sevgilisi : Yok.
Kayıt tarihi : 25/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimeSalı Ocak 27, 2009 10:36 am

Neredeyse ilk defa hissediyordu teninde yakıcı güneş ışınlarını. Bu ışınlar bedenini de geçiyor, ruhunu da yakıyordu. Binlerce delik yetmezmiş gibi üstüne bir tane daha eklendi. Ruh Emiciler kızı öpse, o anda bırakır giderlerdi. Zayıftı ruhu. Göz yaşlarının akmak için direttiği gözleri, sinir ve hüzünle bakıyordu. Çatılmıştı kaşları. Uzun yüzüne tuhaf duygular hakimdi. İçinden tekrar lanet etti yaşamına. Neden böyle oluyordu? Düzgün ve huzurlu yaşamak bu kadar zor muydu? Sinirliliğiyle yürümeye başladı. Ruhu gitmek istemiyordu, bedeni de. Ama inatçı kız ısrar ediyordu. Etrafına bakındı gözleri. Ne kadar boştu insanlar. Aptal şeyler için kendilerini üzüyor, hayattan zevk almıyorlardı. Kendisi de öyle değil miydi? Peki ya aşk, tutku? Onlar gerçekmiydi? +Bir daha olmayacak.. Yapmayacak..+ Kaybetmişti tekrar onu. İçinde bir yerlerde birşey yakıyordu kalbini. Pişmanlık? ''Sveta, bekle!'' Kız elinde olmadan olduğu yere zamklanmış gibi durdu. Bu ses için canını bile verebilirdi. Yavaşça arkasını döndü. Sokağın bir kısmının ilgisini çekmiş olmalıydı, ne olacak diye bakıyorlardı. Şaşkındı Emilie. Çocuk anlamasa da o artık biliyordu. Malachi ve duyguları gerçekti. Gitmesini istemiyordu demek. Bir tarafı yumuşarken öbür tarafı sinirlilikte diretiyordu kızın. Gözlerinin hüzününü silmeye çalıştı ve çocuğun koyu ve derin siyah gözlerine baktı. Telaşlı yüzüyle o kadar sevimliydi ki kız gülmemek için kendini zor tuttu. O anda da onsuz yaşayamayacağını anladı. Kırılmıştı ona ama.. Kalbinin gümbürtüsünü bastırmaya çalışarak çocuğun ona doğru yaklaşmasını izledi. "Sveta, dur. Biliyorum. Yani ben hatalıydım. Sana neden gittiğini hiç sormadım. Ama sandım ki." +Ne sandın acaba? Çok merak ediyorum!+ "Yani ben sandım ki, hayatında başka biri vardı ve bu yüzden gittiniz. Şimdi anlıyorum. Evet, şimdi seni anlıyorum. Ama bana neden güvenmedin? O şımarık çocuğun gittiğini farkedemedin mi?" +Sen bir aptalsın Malachi!+ Çocuğun yüzüne bakakaldı Emilie. Nasıl düşünürdü başkasıyla?! O, onun için nelere katlanmıştı, ondan ayrılmamak için neler yapmıştı. Ama olmamıştı işte. Vicdansız adam kabul etmemişti. Sırf kendi zevkleri için, kendi egosu için götürmüştü onuda. Emilie'nin siniri kayboldu bir anda. Yerine bir acıma duygusu aldı. Hayır, sadece Malachi'ye değil, kendisine de acıyordu. Ne kadar aptaldı, var olan bir aşkı yok etmeye çabalıyordu. Kendinden utandı. ''Ben.. Farkedememiştim Malachi. Ama şimdi farkediyorum. Yıllar sonra, sana o kadar yaptıklarımdan sonra hala benimlesin.'' Tatlı yüzüne gülümsedi çocuğun. Yıllardır içinde tuttuğu şeyleri söylüyordu, oldukça rahatlamıştı. Kurtulmuştu. Artık içinin rahatlığıyla onundu. Peki ya amcasına ne diyecekti? Bunu aklına getirmemeye çalıştı. Sadece Malachi vardı. Aşk ve tutku gerçekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Malachi Walter Delard
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Malachi Walter Delard


Erkek Mesaj Sayısı : 85
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 24/01/09

Bar 3 ~ Empty
MesajKonu: Geri: Bar 3 ~   Bar 3 ~ Icon_minitimeSalı Ocak 27, 2009 9:01 pm

Damarlarında patlayacakmışcasına pompalanan kan. Bulanık bir ekran. Sanal bir dünya. Tatlı rüzgarın eşliğinde, yeşil ağaçların altında, huzura erişmiş birisi. Tüm düşüncelerden arınmış, tüm hislerini kaybetmiş. Algılayabildiği sadece bir nesne idi. Duyduğu sözler kulağında yankılanan, hiç bitmeyecek bir şarkının melodisinden ibaretti. Zafer. Yıllardır savaştığı, uğruna yerlerde süründüğü bir amaç. Elde ettiği bu amaç, zaferini tescil ediyor; ruhuna dinginlik veriyor; bedenini göğe yükseltmesine neden oluyordu. O güzel nesne, kendisi için anlamlı olan tek varlık onundu artık. Burada kendi tarihi yazılmıştı. Karanlık Çağ'dan kurtulan, Aydınlanma Dönemi'ne geçen bir tarihti bu. Yaklaştı kıza sessizce. Bir gösteri sunuyorlardı adeta herkese. Ölümsüz bir gösteri.

İki adım kadar önündeydi artık kızın. Titreyen elleri ile, onun pürüzsüz yüzünü okşadı. Konuşmaya çalışan dudaklarını, işaret parmağı ile kapattı. Şu an ses istemiyordu. Sokağın gürültüsü, bu isteğini karşılamaktan çok uzaktı. Çıktıkları bara geri dönemezlerdi. Oradan ayrılmaları ilgi çekici olmuştu. Kendilerini izleyen birçok meraklı göz ve yılların özlemini gidermeye çalışan iki sevgili. Hayır, Le Dahlia Noir bunun için çok uzak bir seçimdi. Nereye gidecekleri konusunda hiçbir fikir yoktu aklında. Zaten şu an bunları düşünebildiğine bile şaşıyordu. Onun etkisi altında, zayıf duran aklı; nasıl oluyordu da plan yapabiliyordu. Kızın tatlı gülümsemesine karşılık verdi. Belki de, yedi yıldır ilk defa gözlerinin içi gülüyordu Malachi'nin. Oysa o, bunu hayal edemez iken.

İşaret parmağını kızın dudaklarından çekti. Nefes alış verişini duyabiliyordu, nasıl da kesik kesikti. Boşta kalan dudaklara baktı, kaçamak bir şekilde. Güçsüzdü işte, yapamıyordu. Oysa ne kadar da istiyordu. Geriledi. Şaşkın bir ördek yavrusundan tek farkı, bedeninin insan şeklini almış olmasıydı. Ayna olsaydı, kendi hâline kahkalar atarak gülerdi. Ya da bir çekim. Saçma düşünceleri attı kafasından. Gün onun günüydü. Yedi yıl beklemenin ve ardından zaferi elde etmenin zevkini paylaşacağı bir gündü, bugün. Sadece tek bir şey düşünmek istiyordu. O da Sveta'ydı. Sanki eskiden farklı şeyler düşünüyordu da. Gülümsedi, zihninde oluşan düşünceye. Sveta bilemezdi tabi, aklından neler geçtiğini. Delirdiğini zannedebilirdi, belki de o yolda emin adımlar ile ilerliyordu. Sağ elini saçının arkasına götürdü ve sokağa neşeyle bakınmaya başladı. İçinden bağırmak ve İskoç şarkıları söylemek geliyordu. Fakat o kadar da uygun bir yerde bulunmadıklarını biliyordu. Gözleri parıldayarak Sveta'ya döndü.
"Bunu nerede kutluyoruz?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sectumsempra.ultimaterpg.org/lejantlar-f14/malachi-walter
 
Bar 3 ~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Londra :: Knockturn Yolu :: Le Dahlia Noir-
Buraya geçin: