|
|
| Sevgi Dolu Sohbetler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Sevgi Dolu Sohbetler C.tesi Ocak 24, 2009 4:42 pm | |
| Katılımcılar: Valeria Delia Silver, Ludwynn Johan Jagger Rp Konusu: Birbirini seven iki büyücünün aşklarını dile getirmek isteyen sohbetleri.
Ludd; cüppesinin kukeletasını çıkarmaya gereksinim duymadan Hogsmeade sokaklarında ilerliyordu. Bu haliyle tanınmaz bir hale bürünen Ludd, bundan pek haz almasa da mecburmuş gibiydi. Sokakta ilerlerken sağda solda konuşan büyücülerin sesleri Ludd'a rahatsızlık vermeye başlamıştı. Bazıları gazetede okudukları bir haberi tartışıyor, bazıları arkadaşlıklarını sözle pekiştiriyor, birkaç büyücü de önemsiz bir konu üzerinde kouşuyorlardı. Bütün bunları anlamak o kadar da zor değildi elbette. Lakin Ludd, bütün bunlara aldırış etmeden yoluna ilerliyordu. Cüppesinin üzerindeki palto, Ludd'u sıcak tutmaya çalışsa da beceremiyor gibiydi. Bundan dolayı yavaş yavaş soğuyan havanın da etkisiyle yavaş yavaş üşüyordu Ludd. Nedendir bilinmez; birden durdu Ludd. Böyle belli belirsiz yürüyerek bir yere varmadığını anlamıştı belkide. Etrafını süzdü bir müddet. Yanından geçenleri takmayan davranışları sayesinde kendine olan özgüveni de bu arada artış göstermişti. Belinden yavaş yavaş kayan asasını düzeltti Ludd. İçinden büyük bir lanet yağdırarak kukaletasını başından çıkardı. Şimdi görüş alanı daha da açılmış olacaktı ki Madam Puddifoot'un Dükkanını gördü bir anda. Anlık olarak soğuk bedenine en iyi gelecek olan şeyin sıcak bir çay olacağına karar verdi. Hızlıca tabelaya bakarak dükkana daldı.
Dükkan, bahçeyi andırıyordu Ludd'a. Belki de sahiden bahçeydi. Ludd bu kararsızlığından vazgeçerek içeridekilere göz gezdirdi. Birbiri ile öpüşen büyücüler, kendi kendilerine sıcak bir şeyler içen insanlar, ailesiyle bir kaç yudum çay içmek için gelenler hep birlikteydi neredeyse. Ancak sözde kalabalık gibi görünen bu dükkan, Üç Süpürge'ye kıyasla oldukça tenhaydı. Bunu düşündüğü anda ağzına hükmeden bira tadı, damağına baskı yaptı ve dayanılmaz bir bira isteği damarlarından aktı gitti Ludd'un. Dilini kurumuş ağzının içerisinde gezdirerek bu isteğinin biraz çay içince geçeceğine kanaat getirerek en köşede ki masaya oturdu. Kendisini, dükkana girdiği andan itibaren farkedilmemiş biri olarak gördü Ludd. Ancak daha sonra öyle olmadığını ona doğru yaklaşan garson kızdan anladı. '' Merhaba Efendim, ne arzu etmiştiniz? '' kızın sesi o kadar inceydi ki Ludd'un kulaklarını tırmaladı. '' Hımm Şey.. Sıcak bir çay. Bir de Madam Puddifoot'un kurabiyelerinden. Çok güzel olduklarını duymuştum. '' Kızın Ludd'a doğru bir tebessüm fırlatıp içeri girmesi, kendisini iyi hissetmesini sağlamıştı. Biraz daha etrafı süzen Ludd, ne hayet kızın kurabiyeler ve çaylar ile kaplanmış süslü tepsiyi getirmesini görünce sevindi. Kız, masaya çay ve kurabiyeleri güzelce yerleştirdikten sonra Ludd'a bir tebessüm daha fırlatarak koşar adımlarla gitti. Ludd, kurabiyelerin kokusundan olsa gerek iştahının kabardığına inandı. Çayını kaşık yardımıyla karıştırdıktan sonra Ludd, bir yudum aldı. Gerçekten de işte bu anda mükkemmel bir seçim yaptığı sonucuna varmıştı.
En son Ludwynn Johan Jagger tarafından Paz Ocak 25, 2009 10:04 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | Valeria Delia Silver Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Asa : 12 inç - Badem - Kimera Tüyü - Esnemez Evcil Hayvanı : Went adında bir Labrador Rp Sevgilisi : Ludwynn Johan Jagger Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler C.tesi Ocak 24, 2009 5:30 pm | |
| Genç cadı, dersi için alması gereken birkaç kitap için çıkmıştı. Ancak hızla esen rüzgar ve gittikçe soğuyan hava onu her seferinde olduğu gibi yine aynı çay dükkanına yönlendirmişti. Üzerindeki uzun cüppe rüzgarlar savrulurken, gözlerini hafifçe kısmıştı. Sanki rüzgar ilerlediği yönün tersine eserek ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Vall sessizce söylendi. Şu birkaç aydır içinde bulunduğu duruma bakıldığında, içindeki bu lanet olası his hiç de garip sayılmazdı. Yine de Vall kendini bu duyguyu inkar etmekten alıkoyamıyordu. Uzun adımları yavaşladı, acelesi yoktu. Beynini boşaltmalı, başka şeylere yoğunlaşmalıydı. Gözleri sokaktaki bir çifte kaydı. Adam kırklı yaşlarındaydı. Kadınsa otuz beşin çok da üzerinde görünmüyordu. Genç cadı kucağında altı sarı saçları olan iki-üç yaşlarında bir kız çocuğu taşıyordu. Kız etrafa gülücükler saçıyordu. Herkesin gözleri üzerinde olan aile dışardan bakınca son derece mutlu görünüyorlardı. Vall, bunun yalnızca bir görüntü olduğunun farkındaydı. Çünkü hiçbir insanın mükemmel bir hayatı olamayacağının farkındaydı. Eksik olduğunu düşündükleri şeyler vardı elbet, ya da sorunları. Fakat o kendini bu aileye imrenmekten alamamıştı. Mükemmel üçlü taş sokaktan sağa dönerek gözden kayboldular ve Vall derin derin iç çekti. Asla böyle bir ailesi olmayacağına dair içinde büyüyen umutsuzluk tüm benliğini sarmıştı. Başını hafifçe kaldırdı ve biraz ilerledeki çay dükkanına yöneldi. Dükkan her zamanki gibiydi. Kapıdan içeri girdiği an sıcak hava yüzüne çarptı, o tanıdık huzur ile birlikte. Vall tezgahın arkasındaki aşina yüze baktı ve hafifçe tebessüm etti. Bugün sohbet havasında değildi, ancak Madam Puddifoot onunla aynı fikirde değil gibi görünüyordu.
"Nasılsın Vall? Uhmm, sanırım Profesör Silver demeye alışmalıyım ha?"
diye cıvıldadı yaşlı kadın. Vall'in tebesümü suratında iyice büyüdü. Bu yaşlı kadını tam on altı senedir tanıyordu. Onunla ilk karşılaşmaları, Vall'in mahçup bir birinci sınıf öğrencisi olduğu günlere dayanıyordu. Hiç arkadaşı olmadığı o günlerde Madam Puddifoot onunla konuşmuştu sadece, her Hogsmeade gezisini bu yüzden dört gözle beklerdi Vall. Şimdi onun için Vall'in büyüdüğünü kabul etmek zor olmalıydı. Bunu hiç sorun etmeden gülümsedi tekrar.
"İyiyim Madam Puddifoot. Umarım siz de iyisinizdir. Ben kendime bir masa seçeceğim, her zamankinden yollar mısınız?"
Madam, sevecenlikle başını salladı ve göz kırptı. Vall ise kendine bir masa seçmek üzere arkasını döndü. Dikilirken sıcak renkler seçilmiş, çiçekli masa örtüleri ve perdeler her zaman onu çok neşelendirirdi. Dükkan ne tenha ne de tıklım tıklım doluydu. Vall başını hafifçe arkalardaki bir masaya çevirdi. Gözlerindeki parıltı birkaç emtre öteden dahi seçilebilirdi artık. Onca boş masaya rağmen, Vall bir adam tarafından oturulmuş masaya doğru ilerledi. Vall'in oraya yaklaşmasıyla, adam başını kaldırdı ve ona baktı.
"Selam Ludd. Oturabilirim değil mi?"
Fakat sorusuna cevap beklemeden oturmuştu bile. Birkaç saniye içinde, görevli kız kendisine özel olarak gül özlü sosla birlikte zencefilli kurabiyelerini ve papatya çayını getirdi. Vall ona teşekkür etti ve bakışlarını karşısındaki adama çevirdi. Şimdi beyni az önce olduğundan çok daha hantal bir haldeydi. | |
| | | Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler C.tesi Ocak 24, 2009 10:18 pm | |
| Ludd, demin ki soğuk atmosferden kurtulduğu için şükretti kendi kendine. Etrafını süzmekten vazgeçmeye çalışsa da yapacak bir şey olmadığından bunda zorlanıyordu. Çayından bir yudum daha aldı ve çayın sıcaklığının boğazının derinliklerini yakarcasına etkilemesini hayranlıkla bekledi. Ardından yutkunarak bu yakıcı etkiyi midesinde yok etti. El yapımı kurabiyenin her tadına bakışında, eskileri anımsıyordu. Annesinin ona her haftasonu yaptığı kurabiyeleri ve Ludd'un bu kurabiyelerin susamlarını bir cam kavanozda biriktirip kokusunu koklayarak annesini hatırlaması, bir film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Gözlerinin hafif yaşlanmasına sahne olan bu olayı unutmak için biraz zaman gerekti. Çayından bir kaç yudum daha aldıktan sonra artık geçmişi hatırlamak gibi aptal bir yanılgıya düşmemesi gerektiğini anladı. Çünkü Ludd'un geçmişi, acılarla doluydu. Aslında Ludd'un geçmişi sadece kirli sayfalardan ibaret değildi elbette. Yaşadığı aşklar, sevinçler, sevgiler, heyecanlar onun hayatına anlam katmıştı. Hele son zamanlarda aklından çıkmayan o dünyalar güzeli insan. Hogwarts'ta Profesorlük yapan bir bayan büyücü. Ludd; onu ilk kez Üç Süpürge'de görmüştü. O bakışı, gülüşü... Ludd'un aklından bir saniye bile ayrılmıyordu. Babasına bu durumdan biraz söz etmişti ancak tam manasıyla açılamamıştı. Çocukları her şeyin farkındaydı. Ancak tek sorun, arada ki yaş farkıydı.
Ludd tüm bu düşüncelere tekrar dalmıştı. Kendini sanki hayallerden hayallere bitmez tükenmez bir yolun ağzında görüyordu. Kapının açılması ve içerde oluşan kısa sürede bir esintilik bile Ludd'un dikkatini dağıtmaya yetmemişti besbelli. Çayı, soğuma noktasına gelmeye başlamışken dükkanda hafif fısıldaşmalar nasıl olduysa Ludd'u kendine getirmişti. Birden gözlerini kapının girişinde Puddifoot ile konuşan bir bayana takıldı. İlk önce bunu pek önemsemeyen Ludd, daha sonra bu kişinin hayallerinde ki insan olduğunu anladı. Hemen sandalyesinde doğrularak, gözlerini ovuşturdu. Evet, bu oydu, Valeria. Hemen gidip konuşmalıydı Ludd. Yo yo, aslıda olmazdı. Bu sadece aptallık olurdu. En iyisi masada beklemekti. Aslında her şey tam da istediği gibi nasıl oluvermişti birden! Buna hayretle şaşakalarak Valeria'nın ona doğru gülümseyerek geldiğini gördü. Ne yapacağına bilemiyordu. Aşık olduğu kadın, tam karşısında ona doğru gülümseyerek geliyordu.
'' Selam Ludd. Oturabilirim değil mi? '' beklediği bütün olaylar ardı ardına gerçekleşiyordu birden. Daha ağzını açmadan Vall, sandalyeye oturmuştu. Ludd bir süre Vall'ın gözleri içinde kenetledi kendini. Aşık olduğunu ve aşık olduğu kişinin onun kalbinde ne kadar mükkemmel biri haline geldiğini anladı Ludd. Birden amansız bir sarılıp öpme hissi geldi Ludd'un içinde. Ancak saçmaladığını kendisi de çok iyi biliyordu elbette. Konuşması gerekiyordu, sesine çeki düzen vererek konuşmaya başladı. '' Merhaba Vall. Şey, nasılsın bugün? Malesef seni epeydir göremiyordum. '' Sesinde biraz çekingenlik olduğunu anladığında artık çok geçti. Ancak içini dökmesi gerekiyordu bugün Ludd. Kendini şartlandırmıştı bu anlamda. Soğuyan çayının havaya bıraktığı nem, Ludd'un artık umrunda değildi. Hiçbir şey gibi...
En son Ludwynn Johan Jagger tarafından Paz Ocak 25, 2009 10:03 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Valeria Delia Silver Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Asa : 12 inç - Badem - Kimera Tüyü - Esnemez Evcil Hayvanı : Went adında bir Labrador Rp Sevgilisi : Ludwynn Johan Jagger Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Paz Ocak 25, 2009 12:55 pm | |
| Ludd şaşırmış fakat bir yandan da sevinmiş gibi görünüyordu. Vall bundan aldığı cesaretle geniş bir gülümseme yaydı suratına. İçinde kopan fırtınalar ne kadar derin olursa olsun, Vall utangaç biri değildi. Bu yüzden kelimeleri tane tane, elleri gayet yerindeydi. Son derece kontrollü bir havada Ludd'un gözlerinin içine bakıyordu. Yaşlı büyücünün gözlerinin etrafındaki çizgiler senelerin tecrübesiyle büyülenmişti. Vall o gözleri hayranlıkla seyretti birkaç saniye. Ludd'la tekrar konuşmadan önce sıcacık papatya çayında bir yufum aldı. Gözleri Ludd'un soğuyan bardağına takılmıştı. Bu hiç de hayra alamet sayılmazdı. Büyücü Vall geldiğinden beri hipnotize olmuş gibiydi. Mantığı bunu inkar etse de, Vall içindeki ardı arkası kesilmeyen mutluluk dalgalarına hakim olamadı. Gözlerini kendi fincanına çevirdi ve bir süre parmaklarıyla fincanın kenarını takip etti. Sonra başını kaldırdı ve yine Ludd'un çizgilerine odaklandı.
"İyi olmaya çalışıyorum, her zamanki gibi... Evet görüşemedik uzun süredir. Doğrusu bu tesadüf son derece sevindirici oldu."
Tesadüf... Vall huysuzlukla gözlerini kaçırdı. Bu bir tesadüftü, evet. Ama içindeki bir şeyler -son derece güçlü bir şeyler- bunun kader olmasını istemekten alıkoyamıyordu kendini. Vall mantığıyla mücadele etti bir süre, hiçbir zaman kadere inanamamıştı, şimdi de inanamsı için bir neden yoktu ama bunun kader olmasını öylesine istiyordu ki, kendini kandırdı ve hayatında ilk defa mantığının kapatma tuşuna bastı. Şimdi tüm benliğini kalbi ele geçirmişi, ki bu Ludd oralardayken son derece tehlikeli bir durumdu. Vall omuzlarının üzerinde bir şeytan ve bir melek görebiliyordu. Ama hangisi bunu destekliyor hangisi olmaz diyor anlayamıyordu. Birkaç saniye için gözlerini yumdu ve derin derin nefes aldı. Madem kendisine hatırlatamıyordu yaş farkını, o zaman Ludd'a hatırlatmalıydı. Çünkü kendine engel olamyacağı gerçeği düpedüz ortadaydı. Aynı soğukkanlı, kontrollü havasını takındı ve başını kaldırıp Ludd'a baktı.
"Çocukların nasıl Luddwynn? Howard'ın Gelecek Postası editörü olduğunu duydum. Gurur verici olmalı."
Başını hafifçe sağa eğdi. Bunu yapmamalıydı! Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu. Genç ve çekiciydi, bunun farkındaydı. Bu yaptığı hiç mantıklı değildi. Bunu biliyordu ancak Ludd kendi çekiciliğini farkında değilmiş gibi görünüyordu. Üç çocuk sahibi bir adam için son derece genç ve karizmatik görünüyordu. Vall düşüncelerinin hinliğiyle kızaran yanaklarını gizlemek istercesine başını eğdi. | |
| | | Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Paz Ocak 25, 2009 7:22 pm | |
| '' Çocukların nasıl Ludwynn? Howard'ı Gelecek Postası editörü olduğunu duydum. Gurur verici olmalı. '' Ludd'un hiç beklemediği bir şeydi bu. Adeta demin ki sevinçli ve heyecanlı Ludd gitmişti. Sevdiği kızın, her defasında neden arada ki yaş farkını dile getirdiğini anlamıyordu. Acaba kendi kendine plotonikleşen bir aşka mı sahipti? Ama hissettiği duyguların karşılıklı olduğuna o kadar emindi ki. Belki de sadece saçmalıyordu Ludd. Kendi içinde kurguladığı bir sözcük kümesiydi bütün bunlar. Yada hiç ummadığı bir olay vardı ortada. Ludd bunu kendi içinde tartışırken, dışa vurduğu acılı tebessümü kendini aptalca göstermesini sağlıyordu. Ludd'un hayatta en çok nefret ettiği bir tebessümdü bu dışa vurduğu. Zaten bu duyguyu hayatında ilk defa yaşamıştı. İçinde buruklaşan sözcükler kümesi, boğazından çıkarken düğümleniyordu şimdi. Ludd, belli belirsiz bu olayı fazla büyüttüğünü de düşünmeye başladı. Bütün bu düşüncelerden sıyrılmak istercesine kafasını oynatırken, suratının hafif kızardığını anlamıştı. Bu kızarmanın hangi duygunun verdiği dirençle meydana geldiğini kimse bilemezdi. Rahatlamaya çalışarak konuşmayı sürdürmek istedi. Ancak bu -Ludd'a göre- iğrenç durumu birisinin toparlaması gerekiyordu elbette.
'' İyiler Valeria. Ha evet, kızım Howard. Elbette gurur duyuyorum. '' Kendini bu sözcüklerle ifade etmeye çalışmıştı Ludd. Ama söylediklerinin salakça olduğunu anladı birden. Evet, belki de kendini aşşağılamıştı. Ancak tek yapmak istediği, bu konuyu kapatmaktı. Soğumakta olan çayını içmek istemiyordu artık. Kurabiyeleri de unutulmuş listesine ekledi Ludd kendi kafasında. Artık zihninin boşaltması gerekiyordu. Aksi taktirde bu olumsuz bir sonuç elde etmesini sağlayabilirdi Ludd için. '' Hogwarts'ta işler nasıl? Umarım çocuklar seni pek fazla yormuyorlardır. '' Ruh halini tamamen değiştirmeye meyilli hale getirmişti. Kendisinin de bilmediği bir sürü soru ve cümleler yine beyninin bir kenarına iliştirilmişti. Ancak askıya alınan bu şeyler, nehayet Ludd'un kafasını karıştırmıyordu. Burada olan ama Ludd'un şimdiye kadar varlıklarını bir kere hissettiği insanlara taktı gözlerini. Ne kadarda mutluydular, kaygılanacak hiçbir şeyleri yokmuş gibi duruyorlardı. Ludd, bugün gerçekten de aptallaşmıştı. Ama her şeyi çok iyi bir şekilde algılayabiliyordu tabii. Kendi özünü aramakta olan bir çocuk gibiydi. Bu kimlikten, aklında ki düşüncelerden uzaklaştığı gibi uzaklaşması gerekiyordu. Ancak Vall'dan, asla.
En son Ludwynn Johan Jagger tarafından Paz Ocak 25, 2009 10:03 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Valeria Delia Silver Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Asa : 12 inç - Badem - Kimera Tüyü - Esnemez Evcil Hayvanı : Went adında bir Labrador Rp Sevgilisi : Ludwynn Johan Jagger Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Paz Ocak 25, 2009 7:57 pm | |
| Baştan savma bir cevap. Vall, Ludd'un hızlanan soluğunu duyabiliyordu. Bu yaptığı çok aptalcaydı. Çok aptalca. Yaş farkını hatırlatmak... İkisi de unutamıyordu zaten. Her ikisi de bu dertten muzdarip değil miydi? Şimdi birbirlerinin kollarında olmalarını engelleyen tek etken bu değil miydi? Otuz sekiz sene... O lanet olası otuz sekiz sene. Şimdi Vall da soluğunun hızlandığını duyuyordu. Az önceki gibi kontrollü olmayı denedi ancak başaramadı. Kendini kontrol edmiyordu. Artık bunu başaramıyordu. Tüm benliği bir titremeyle sarsıldı. Göz bebekleri büyümüştü. Bembeyaz göz akının kırmızı lekelerle olduğunu hissedebiliyordu. İşte bu da kontrolünü tamamen kaybettiğinin net bir kanıtıydı. Bu daha önce yalnızca bir kere başına gelmişti. İlkinde abisi lanet olası bir ölüm yiyen tarafından öldürüldüğünde olmuştu. Tamamen kontrolünü kaybetmişti. Ardında yengesini ve yeğenini bırakarmasına neden olmuştu o ölüm yiyen. Vall bunu hatırlayınca bir an için soluğu kesildi. Seneler geçmiş olamsına rağman hala kaldıramıyordu bunu. Gözleri irileşti ve başını kaldırıp tekrar Ludd'a baktı. Gözlerindeki acı okunabiliyordu. En az Vall'in gözlerindeki acı akdar derindi. Sadece tek bir fark vardı Vall büyük bir ustalıkla derinlere atabiliyordu bu acıyı. Görmezden gelebiliyor, inkar edebiliyordu ancak belli ki aynısı Ludd için geçerli değildi. Onun konuyu geçiştirmek istercesine öğrencileri sormasıyla Vall tüm düşüncelerinden sıyrıldı. Ufak bir tebessüm yerleştirdi yüzüne, bunu her zamankinden biraz daha beceriksizce yapmıştı.
"Ahh hayır. Onlar benim tüm dünyam. Gerçi çoğunlukla cani bir profesörmüş gibi davranıyorum ama... Disiplin şart."
Küçük ve yapay bir kahkaha attı. Fakat bu dudaklarından daha çok acı bir inleme gibi çıkmıştı. Şimdi iyice beceriksizleşmişti işte. Kurtarmaya çalışırken her şeyi biraz daha batırıyordu. Boş ve manasızlaşmıştı derin gözleri. Tüm bunlar nasıl da çabuk olmuştu. Kalbindeki bu sancı, soluduğunda ciğerlerini yakan hava; evet bir ilkti bu Vall için. Belki de bu yüzden bu kadar uzun süre inkar etmeyi başarabilmişti. Bu yüzden Ludd ondan daha önce kolaylıkla kabul edebilmişti. Çünkü o aşinaydı bu duyguya. Ancak artık Vall için de bir anlamı yoktu bunu daha fazla inkar etmenin ya da saklamanın ne içindekine dayanabiliyordu artık ne de karşısında üzgün gözlerle ona bakan adama. Umrunda değildi, kim ne isterse söyleyebilir, düşünebilirdi... Tek istediği O'ydu. Saçlarını kulağının arkasına attı ve çayından bir yudum daha aldı. Hala sıcaklığını koruyan çay boğazını yaktı ve papatyanın sakinleştirici etkisine meydan okuyarak Vall'in kalbi deli gibi atmaya başladı. Fincan kulbunu bırakan sağ elinin parmakları usulca masanın üzerinde ilerledi ve Ludd'un parmaklarına dokundu. Yaşlı büyücü şaşkınlıkla irkildi ve Vall gözlerini ona dikti. Dudaklarından fısıltı halinde çıkan sözleri beyin süzgecinden geçirmeden dışarı attı. Tüm duvarlar yıkılmıştı artık.
"Peki sen nasılsın Ludd? Bana pek iyi görünmedin. Aynı... aynı benim gibi görünüyorsun. Acı çeker gibi..." | |
| | | Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Paz Ocak 25, 2009 10:20 pm | |
| Valeria'nın Ludd'un gözlerinin içine bakarak bir şeyler mırıldanmasına pek aldırış etmedi Ludd. Vall'ın gözlerine o kadar yoğunlanmıştı ki, gerçekten aşık olduğunu birkez daha anladı. Ludd, gerçekten de Valeria'nın güzelliği ve asaleti karşısında dayanılmaz bir aşk beslenmeye başlamıştı. Artık Ludd gözlerini Vall'ın suratından alamıyordu. O sarı saçları, tatlı tebessümü Ludd'un içini eritiyordu adeta. Ne diyeceğini ne yapacağını bilemiyordu. Vall'ın yanında öylece durmak, ona yakınlaşmak istiyordu bir anlamda. Yakınlaşmak.. Evet aslıdna kulağa çok hoş geliyordu. Aklından Vall'ın elini tutmak gelse de bundan pek emin olmadı Ludd. Ancak parmaklarından dolaşan parmakları hissedince kalbinde şimşekler çakmaya başladı Ludd'un. Evet, Valleria'da aynen hissettiklerini hissediyordu. Ondan önce davranmıştı. Ludd bir an kendine lanet okusa da kısa sürede toparladı kendini. Hemen bırakmaması gerekiyordu, aksi taktirde direncine yenik düşebilirdi. Valleria'nın o narin ellerini kavradı Ludd. İki elini de masanın üzerine koyarak Vall'ın ellerini cidden kavradı. Artık sadece O'nu düşünüyordu. Aklından geçen bir çok şeyi silip atmak istercesine yakınlaşmak istiyordu. '' Valeria ben... '' birden ağzından dökülen kelimeleri anlamakta güçlük çekti Ludd. Başlamıştı bile artık, geri dönüşü olamazdı. İstemsiz olarak gözünü masanın ayaklarına taktı. Bu yapılmaması gereken bir şeydi. Tekrar Valeria'nın suratına baktı ve elleri ile ellerini sıkıca tutarak '' Benim ol Valeria. Sensiz bir ben hayal edemiyorum. Sana aşık oldum. '' Evet açılmıştı Ludd aniden. Kalbi delicesine çarpıyordu.
Diyeceklerini demişti. Biraz geç kalsa da demişti işte. Şekerini yiyen mutlu çocukları andırıyordu bu hali. Ama ne deseler, ne düşünseler umurunda değildi. Arada ki yaş farkı, asla umurunda olamazdı. Aklında ve beyninde olan tek şey, Valeria'ydı. Elleri hala sıkı sıkı kavranmışken bile titriyordu neredeyse. Dirseklerini masanın üzerine koydu. Fincanları bir an dirseğiyle aşşağıya atmak istedi ancak bu fikirden kısa sürede vazgeçti. Evet, her şey aklından geçenleri uygulamak için elverişliydi. Yavaş yavaş Valeria'ya doğru yaklaşıyordu şimdi. Ne olacak, ne bitcek umursamadan yaklaşıyordu. Sevdiği kadına açılmıştı, karşısındakininde aynı şeyleri düşündüğüne emindi hem de. Bunu yapmasında hiçbir engel yoktu. Kalbi artık o kadar hızlı çarpıyordu ki yerinden çıkacakmış gibiydi. Ağzında acayip bir sigara isteği birikse de buna meydan okudu Ludd. Hala yavaş yavaş Valeria'nın dudaklarına doğru yaklaşıyordu. İçinden habire tekrarlıyordu '' Hadi... Hadi N'olur sen de yaklaş... '' | |
| | | Valeria Delia Silver Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Asa : 12 inç - Badem - Kimera Tüyü - Esnemez Evcil Hayvanı : Went adında bir Labrador Rp Sevgilisi : Ludwynn Johan Jagger Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Paz Ocak 25, 2009 11:03 pm | |
| Vall'in kalbi kalbinden çıkacakmışçasına atmaya başlamıştı şimdi. Gözlerini Ludd'dan ayıramıyordu, ayırmak istediği de yoktu zaten. Ludd'un kocaman ellerine hiç itiraz etmeden uzattı elini. Bacakları şehvetle titriyordu. Evet doğru kelime tam da buydu; şehvet! Gözlerini gözlerinden kaçıran Ludd'un suratından ayıramadı gözlerini. Kısa zaman içinde yaşlı büyücü de kaldırmıştı başını zaten. Ludd'un dudaklarından istemsizce dökülen kelimelerle, sesi Vall'in kulaklarında çınladı. Artık bu kadarı gerçekten fazlaydı, daha fazla sabretmeye daha fazla mücadele etmeye takati kalmamıştı. Onu istiyordu. Deliler gibi istiyordu. Bedenine zincir vurabilirdi belki ama göğüsünde deli gibi atan kalbine her saniye Ludd'u isteyen zihnine zincir vuramazdı. Dudakları bir şey söylemek istercesine aralandı. Ne söylemesi gerektiğini düşünmekten yorulmuştu. Bunu içgüdülerine bırakma vakti gelmişti ve hatta geçiyordu. Fakat Ludd büyük bir atiklikle ondan önce davrandı ve Vall sustu.
'' Benim ol Valeria. Sensiz bir ben hayal edemiyorum. Sana aşık oldum. ''
Vall göğüsünden çıkan ateşi hissedebiliyordu. Ateş yavaş yavaş tüm vücudunu sarıyordu. Suratını ateş basmıştı. Şimdi kalbinin atışı o kadar hızlanmıştı ki duymak mümkün bile değildi. Bir Snitch gibi hareket ediyordu göğüs kafesinde. Vücunu saran ateş bacaklarını kapladı. Artık alev alev yanmayan bir milimetrekaresi dahi kalmamıştı. Ludd'un ellerinden sol elini çekti ve huzursuzca boğazını saran fularınız çekiştirdi. Şimdi Ludd oan doğru yaklaşıyordu. Aralarındaki lanet olası masaya sövdü Vall ve büyük bir hırsla ellerini masaya geçirdi ve onu usulca kenara itti. Kimse bunun farkına bile varmamıştı. Aralarındaki küçük masa artık bir kenardaydı. Vall büyük bir zerafetle sandalyenin ucuna doğru ilerledi ve kan kırmızısına dönmüş dudakları, Ludd'un nazik dudaklarıyla buluştu. Göğüsündeki ateş arttıkça arttı. Şimdi hiçbir şey umrunda değildi. Büyük ihtimalle Madam Puddifoot da dahil tüm dükkan onlara bakıyordu ama tek umurunda olan Ludd'un kollarında olmaktı. Yaklaşık bir aydır içten içe hayalini kurduğu şey. Ona ait olmak ve onun da kendisine ait olması. Bu his bu aşk tüm benliğini sararken kollarını Ludd'un boynuna sardı. Artık kendi sandalyesinde değildi. Ludd'un sandalyesindeydi. Vücutları bir olmuştu. Vall normalde uzun boylu olduğu halde şimdi Ludd'un kucağında küçücük kalmıştı. Sımsıkı yumduğu gözlerini hafifçe araladı ve dudaklarını çekti. Gözlerini devirdi ve yalnızca Ludd'un duyabileceği bir frekansta ayarlanmış sesiyle yavaşça mırıldandı.
"Sanırım ben de aşık olmuşum..." | |
| | | Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Ptsi Ocak 26, 2009 11:59 am | |
| Evet Ludd'un tam istediği olmuştu. Artık sevdiği kız kollarındaydı. Sanki bulutlar arasında süzülerek Dünya'ya elveda diyor, gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Mükkemmel bir duyguydu bu. Sevdiği kız ile bütünleşmek... Dudakları Vall'ın dudaklarını öyle bir sarmıştı ki bu anın bitmemesi için Ludd, içinden dua etmeye başlamıştı. Ancak korktuğu başına glemiş Vall, Ludd'un dudaklarını bırakma gereği duymuştu. Oysa ki daha demin ne kadar da güzeldi. "Sanırım ben de aşık olmuşum..." Evet, Vall'ın ağzından dökülen sözcükler O'nun kulağına öyle bir melodiyle geldi ki, Ludd neye uğradığını şaşırdı adeta. Ne yapacğaını bilemiyordu. Son bir hamleyle Vall'ın belini kavradı. Tekrar dudakları ile Vall'ın dudaklarına yapıştı. Bu anı tekrar yaşamak istemişti. Gerçekten de fena bir şekilde aşık olmuştu Ludd. Yaşlı büyücü, kalbinin bu kadar hızlı çarpmasına dayanamayabilirdi. Ancak Ludd, aşkı uğruna buna da göğüs germesini bildi. Vall'ın dudaklarında dakikalarca dolaştıktan sonra Ludd, elini Vall'ın belinden çekti. '' Vall, hayatımın kadınısın. '' Sol elini kızın başında gezdirmeye başladı. Etrafın bütün gözleri üzerindelerdi ancak her ikisi de bunu umursamıyordu. Ludd, Vall'ın saçlarını okşarken öyle güzel hayallere kapılmıştı ki geri dönmesi epeyce bir zaman aldı. Konuşma ihtiyacı hissetmiyordu, tek istediği Vall'dı.
Ellerini başında gezdirdikten sonra Vall'ın ellerini kavradı yine. Artık Ludd, kendini teslim etmişti çoktan. Kalbinin ve zihninin, çevredeki insanlar gibi umursanmamasına şaşmıştı. Fakat çok geçmeden Ludd, çevrenin onlara bakıp hayranlıkla izlemesinden rahatsız olmaya başladı. Ancak bu rahatsızlığını bile içinde unutmasını sağladı. İçinin derinliklerine çuvallayıp o kadar şey attı ki. Babasını, çocuklarını bütün aile fertlerini neredeyse unutmuştu. Hatta içinde bir nevze de olsun Ölümyiyen öldürme sevdası da sineye çekilmişti. Cevabını ve anlamını bilmediği kavramlar yine zihninin en açık bölgesinden dışarıya doğru akmaya başladı. Kenera itilen masa, sanki aşklarını kıskanıyormuş gibi geliyordu Ludd'a. O kadar umursamadığı şeylerin yanında bir masayı umursaması Ludd'a bir garip geldi ve yüzünde yerli yersiz bir tebessüm oluşuverdi. Yaptığının aptallık olduğunu düşünenlere karşı hemen bir büyü savurlabilecek kabıliyetliydi de. Baş Seherbaz Ludd olarak anılmak, her insana gurur vereceği gibi Ludd'a da gurur veriyordu elbette. Belki de Vall'ı etkileyen en büyük özelliği de tam burada başlıyordu. Kendine olan özgüveni, biraz daha arttı. Madam Puddifoot'un şaşkın bakışları Ludd'un gözlerini deldi geçti. Ludd Vall ile el ele bütünleşerek, dışarıyı izliyorlardı şimdi. Ancak Ludd'un kafasında ki şey, buradan çıkıp daha romantik ortamlara gitmekti. Birazdan bunu gerçekleştireceğine inanıyordu... | |
| | | Valeria Delia Silver Sihir Tarihi Profesörü
Mesaj Sayısı : 92 Yaş : 29 Asa : 12 inç - Badem - Kimera Tüyü - Esnemez Evcil Hayvanı : Went adında bir Labrador Rp Sevgilisi : Ludwynn Johan Jagger Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Salı Ocak 27, 2009 4:59 pm | |
| Vall başını hafifçe Ludd'un omzuna yasladı. Sanki şimdi tüm acılar son bulmuştu. Tüm dünya Vall kadar mutluydu ve hayat kusursuzdu. Artık insanlar Vall ve Ludd'u izlemekten vazgeçmişti ancak Madam Puddifoot'un gözleri hala üzerlerindeydi. Bir saat önce olsa böyle bir durumun düşüncesi bile Vall'in tüylerini diken diken etmeye yeterdi. Ve şimdi gerçekti. Dükkanın açılan kapısından esen rüzgar saçlarını savurdu. İçeri giren eski bir Bakanlık çalışanı olan bir aile dostlarıydı. Vall başını Ludd'un omzunda kaldırmadan yaşlı cadıyı hafifçe selamladı ve yaşlı cadı şaşkınlık içinde onlardan son derece uzak bir masaya oturdu. Fakat bakışları hala kendinden geçmiş olan Vall'deydi. Vall kendi kendine kıkırdadı ve gözlerini hafifçe yumdu. Hayat umulmadık şeylerle doluydu. Vall bunu bildiğini zannederdi fakat şimdi hayat dair hiçbir şey bilmediğini anlamıştı. Dudakları uzun kirpiklerinin altında yavaşça kıvrıldı. İçinde bulunduğu anın sonsuza kadar sürmesini diliyordu. Bunun olmayacağının bilincindeydi ancak olabildiğince uzatabilirdi. Aklından yoğun bir hızla geçen düşünceler bir anda durdu. Onu istiyordu. Gerçekten istiyordu. Gözlerini açtı ve en az kendisi kadar kendinden geçmiş olan Ludd'a baktı. Aklında dönen tilkiler bir kez daha yüzünün kızarmasına neden oldu. Senelerdir yüzü kızarmamıştı. Bir günde iki kere fazlaydı doğrusu. Anlaşılan Ludd daha birçok şeyi değiştirecekti. Vall bundan hiç de şikayetçi olmadığını fark etti ve başını hafifçe Ludd'un omzundan kaldırdı. Dudaklarına doğru uzandı ve küçük bir öpücük kondurdu. Ardından sevimli görünmeye çalışarak başını yana eğdi. Daha sonra vazgeçti, sevimli yeterince çekici değildi. Sonra kendisi olmaya karar verdi ve tek kaşını kaldırarak Ludd'a baktı.
"Ihmm, Çatlak Kazan'a uğramaya ne dersin? Eminim bizim için bir odaları vardır."
Büyücünün bir şey söylemesine izin vermeden cüppesinin cebinden hayli yüklü bir para çıkardı ve uzun süre önce aralarından çektiği masanın üzerine bıraktı. Her ikisinin de kahveleri yarısına kadar doluydu. Fakat ikisi de bunu umursamıyordu. Vall Ludd'un elini kavradı ve hayli kurnaz bir ifadeyle onu kapıya doğru sürükledi. Şimdi her şey biraz daha netti. | |
| | | Ludwynn Johan Jagger Baş Seherbaz
Mesaj Sayısı : 22 Evcil Hayvanı : Jalorah adında Kurbağası, Solucanı. Rp Sevgilisi : Valeria Delia Silver Kayıt tarihi : 14/01/09
| Konu: Geri: Sevgi Dolu Sohbetler Salı Ocak 27, 2009 5:57 pm | |
| Ludd, evet galiba hayaldeydi. Bu mükkemmel bir duyguydu. İnanılmaz bir sevinç içinin derinliklerini harekete geçirmeye yetiyordu. Çok büyük bir aşka yelken açmıştı Ludd ikinci defa. Ancak bu başkaydı. Bu sefer kalbinin yerinden çıkacakmış gibi kımıldaması hayra alamet değildi. Lakin Ludd, her şeyin farkında, kontrolü elinde hissediyordu kendini. Evet Vall kadar güzel bir kıza rastlamamıştı hiç belki. Belki bu kadar kimseye aşık olmamıştı. Ancak ne olursa olsun Vall'ı istiyordu işte. Kalbine ve mantığına söz geçiremiyordu, geçirmekte istemiyordu. Ancak böyle aptal düşüncelre dalarken beynine hükmediyordu Ludd. Hemd eçok iyi bir şekilde. Vall'ı bir kere daha öptü Ludd. Ardından bir kaç kez daha. Artık tamamiyle Vall'ı istiyordu. Onun tenini hissetmek, onun ile bir gün boyunca ayrılmamak... Evet çok şey değildi istediği. Ancak Vall, onun için Dünyalar'a bedeldi.
Vall, bir süre sonra Çatlak Kazana'a gitme fikrini öne sununca Ludd'un yüzün de aptalca bir tebessüm meydana geldi. Nedendir bilinmez; Ludd çin fena fikir sayılmazdı. Ardından -onların ruh hallerine göre- bulundukları iğrenç yerden uzaklaşma fikri hemen beynini sardı. Bunu yapmalıydı. Valleria sanki zihnini okumuşcasına Ludd'u elinden tuttuğu gibi kapının önüne getirdi. Ludd birden kafasında şimşek çakmasıyla kendine geldi neredeyse. Daha yapacağı bir şey vardı. Bunu yapmadan çıkıp gitmesi, aptallık olurdu büsbütün. Evet, belki bir sürprize gerek vardı ancak Ludd böyle şeyleri pek sevmezdi. Sevmediği şeyler üzerine kafa yormayı da sevmezdi. Bunun için zihnini Vall'a yönlendirdi ve O'nun ellerini kavradı birdenbire. Vall ne olduğunu anlamayan bakışlar attı Ludd'a. Belli ki kafası karışmıştı genç kızın. Ancak Ludd buna pek aldırış etmeden yapacaklarını kafasında yine sıraya dizdi. Bunu sadece kafasında dizmek Ludd'a yakışmazdı büsbütün. Adeta büyük bir tuttku ve aşkla sarılmış gibi Vall'ın gözlerinin içine baktı. Ağzından dökülen sözcüklere hakim olmayı denemyecekti bu defa. '' Valeria, hayatım. Hayatımın akışını sağlayan bir etken olmanı istiyorum. '' Demek istediklerini Vall'a aynen iletmişti Ludd. Evet bu bir evlenme teklifiydi. Biraz acayip olsa da öyleydi işte.
Vall'ın vereceği tepkiyi düşünmeye başladı Ludd. Kısa bir süresi vardı. Eğer düşünmem gerekiyor gibi bir cevap verirse bu Ludd için büyün bir hayalk kırıklığı olurdu. Ancak bunun tam tersi olursa, Ludd için artık mükkemmel bir gün olduğu kesindi. Bir süre Vall ve Ludd birbirine bakakaldılar. Ludd Vall'ın ne demek istediğini az çok kestirebilmişti ancak tam manasıyla çözememişti. Vall ağzını açmadan Ludd'un ellerini tutarak dudaklarına yapıştı. Kulağına bir şeyler fısıldadı ve Ludd tam o anda anladı ki mükkemmel bir seçim yapmıştı. Evet, bu bir hayal olmalıydı. İçinde kopan fırtınalar artık kaybolmuştu. Evlenme teklifi etmiş, kabul edilmişti. Artık Ludd ve Vall arasında mükkemmel bir bağ oluşmuştu. Bundan sonra ki hayatlarını düşündü bir süre Ludd. Ancak tam başlarında bu aptalca karardan vzgeçti ve Vall'ın tekrar dudaklarına yapıştı. Uzun süre bunu tekrarladıktan sonra çifte kumrular gibi, dükkandan çıktılar. Ludd Madam Puddifoot'a eliyle selam verdi ve gecenin karanlığı iki sevdalılar için kaybolma sebebi olmuştu... | |
| | | | Sevgi Dolu Sohbetler | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|