Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 aurelian. x e n a

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Aurelian Xena
III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
Aurelian Xena


Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 24/01/09

aurelian. x e n a Empty
MesajKonu: aurelian. x e n a   aurelian. x e n a Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 1:45 pm

Aurelian
Xena


Gün tam olarak bilinmiyor. Ama bildiğim kadarıyla bir kış sabahı gelmişim Dünya'ya. Uzun süre yol kat edilmiş, kasabanın dar yollarından Hastaneye ulaşma çabaları verilmiş. Yolda bir çok problem yaşamışız; ancak annem mutlaka yetişmeye kararlıymış. O yılların gelişmemiş ulaşım olanakları bizi ne kadar da zorlu yollara itelemiş. Babam yokmuş yanımızda. Annem evimizin hemen yanında, bir barakada yaşayan yaşlı bir kadın ile yola koyulmuş. Bilinmezliklerin hüküm sürdüğü Dünya'ya bir çocuk daha getirmek istemiyorken, birden bağlanmış bana sevgi dolu Lilith. Bir kızağın üzerinde yetişmişiz şehir merkezindeki hastaneye. Ama benim için baştan beri sorun yokmuş. Annem hastaymış, bitkinmiş. Bu yolculuk benden çok onu yormuş. Barakada yaşayan yaşlı kadın başımızda beklemiş; günlerce, gecelerce. Ama ben bir aylık olmuşken, annem hala iyileşmemiş durumdaymış. Çaresiz iyileşmesini bekleyecektik. Belki küçüktüm; anlamıyordun hiç bir şeyi. Ama biliyordum; oradan çıkamayacaktık annem ile. Mutlaka biri bu hastanede kalacaktı; yaşam mücadelesi verecekti. Küçük Norah büyümüş, dört aylığına yaklaşmıştı. Hala hastane havasını soluyordu ciğerlerine, hala umut dolu bekleyiş ile dört duvar arasındaydı. Onu emziren, süt veren biri yoktu. Mamalar, ilaçlar birbiri ardına sıralanıyordu. Yaşlı kadın babama ulaşmaya çalışıyor; ancak cevap veren hiç kimse olmuyordu...

Olacaklardan korkuyordu yaşlı kadın. Anneme daha fazla bir şey yapamayacaklarını söylemişlerdi. Ya o melek olarak uçtuğunda Aurelian'a kim bakacaktı? Gerçi o sıralar adım bile koyulmamıştı. Eh, kimse o kargaşa da düşünüp de bana bir isim bulmaya çalışmıyordu. Hemşirelerin kulağıma fısıldadıklarını hala hatırlayabiliyorum. Kimisi " Osian" diye fısıldıyordu. İsmimi "Osian" koymuş olmalıydılar. Ama komşumuz yaşlı kadın inat ediyordu ismimi annem koymalıydı. Elbet bir gün iyileşecekti ona göre. Ama amansız bekleyişin hiçbir faydası olmadı bize. Artık öksüz, bir başıma ve yanlızdım. Henüz bir yaşındaydım ama tüm acıları tatmıştım. Tek sığınacak yuvam yaşlı kadının, yeni ismi ile yaşlı büyükannemin eviydi. Babam bizi arayıp sormuyordu; büyük ihtimalle yeni heveslere atılmıştı. Kızı olmuşsa kimin umurundaydı ki! Ağlıyordum olanlara. Bir bebeğin yapabileceği tek şeyi yapıyordum. Büyükannem bana gayet iyi bakıyordu. Ama hala bir isim belirsizliği yaşadığı belliydi. En sonunda kulağıma üç kez " Aurelian" diye fısıldadığını duydum. İsmim Aurelian'tı. Annesiz, babasız bir yetim Aurelian. Beni bir bebek gibi büyüttü on bir yaşıma kadar. Güçlerim olduğunu bilmiyordum;cahildim. Ama istemeden arada bir bir kaç kıvılcım çıkartıyordum. On bir yaşıma bastığımda öğrendim. Babam bir büyücüydü. Annem ise olmayanlardan; kendimi zanettiğim gibi bir insan. İlk mektubu elime aldığımda büyükannemle bakışlarımız keskin oldu. Yollamayacaktı; ancak kararını değiştirmişti. Uzun süren şaşkınlığımın ardından ilk kez bu kadar mutlu olduğumu fark ettim. Belki de içimde bir parça huzursuzluk vardı. O da büyükannemin yanlız kalacak olmasıydı. Ama onu da halledecektik yakında. II.Yuvam beni bekliyordu...

~

Yaşanan onca şeyin ardından bende değişiklik yaratan tek şey merhametimdi. Küçüklere acıyordum, zarar vermek hiç bu kadar zor olmamıştı. Zekamı kullanıyor, herkesi kendime hayran bırakıyordum. Dalgalanıyordu saçlarım rüzgarda, gözlerim parıldıyordu karanlıkta. Bir çok kişinin aradığı zeka ve fiziğe sahiptim. Ama mutlu değildim. Aklım büyükannemde idi. Ona yazdığım onca mektuptan cevap gelmiyordu. Huzursuz ve asiydi.Onu görmeye gitmek istiyordum. Ama yapamazdım; kaçamazdım II.yuvamdan. Ben buraya aittim. Hem belkide ölmüştü büyükannem. Kim bilebilirdi ki? Uzun süredir pek çok kişiyle konuşmuyordum. Sevimsiz şeyler yaşadığımda oluyordu. Kıskanılmak en kötü şeydi belki de. Çünkü genelde beni havalı ve kendini bilmişten başka hiçbir şeye benzetemeyen kişiler vardı. Ama yanılıyorlardı. Ben yaşadıklarımı yaşasalar neler olacağını düşünemiyordum bile. Annemi kaybettiğimi büyükannem ilk kez buraya geldiğim ilk sene mektubunda bahsetmişti. Daha önceleri onu çalışıyor zannediyordum, bilmiyordum. O gün bugündür bir çok konuda asileştim. Baş kaldıran oldum. Dışalandım ve terslendim. Ama hala bir kaç arkadaşım olduğunu biliyorum. Slytherin olsalar bile onlarla gerçekten iyi anlaşıyorduk. Burası benim yuvamdı. Gidecek bir yerim hala var mıydı bilmiyordum ama buradan kaçmak akıllı işi olmayacaktı. Düşüncelerimin içinde boğuluyordum. Sanki hiç uyanamayacağım bir kabusun içerisindeydim. Ne zaman bitecekti bu karmaşa? Hangi gün doğduğumu bile bilmiyordum. Bu dünya gerçekten acımasızdı...


Ciddi & Sert & Kilitli Bir Sandık

Soğuk bakışlarım herkesi korkutuyordu. Bilemiyordum, şaşkındım. Ama emin olduğum bir şey vardı ki bu benim kaderimdi. Herkes tarafından bir başına bırakılmak doğamda vardı. Büyükannem tıpkı anneme benzediğimi söyleyip dururdu. Çünkü kilitli bir sandık gibiydim. Sırlarımı paylaşmaktan, birilerinin bir şeyler öğrenmesinden korkan biriyim. Kimse çözemiyor, açamıyor kilidimi. Bir sandığın içinde sıkışmış, yıllardır birinin onu almasını bekleyen çeyiz sandığından farkım yok belki de. Fazla ciddi olduğumu düşünenler de yok değil. Ama onlara tek cevabım " Laubaliliğe lüzum yok!" oluyor. Gerçekten de düşüncelerim bunlar. Elbette ara sıra şakalaşmaktan bir maraz doğmayacağını biliyorum; ancak şakaların sık sık tekrarlanmasından da hoşlanmıyorum. Bir çok yaşıtımdan çok daha farklıyım. Belki de V.sınıf öğrencisinden çok daha gizemli ve ciddiyim. Yapacak bir şey yok. Kimi zaman huzursuz bakışlarım birilerini etkiliyor olabilir. Bu istemeden attığım bakışların istemediğim kişilere gelmesi normal. Kimi zaman kalpleri istemeden kırıyorum. Ama düşünen yok ki benim kalbim hiç kırılmıyor mu? Ben porselen bir bebek değilim. Ya da her zaman gülümsemek üzere yaratılmış oyuncak bebeklerden de değilim. Ara sıra somurtmak gerekir. Gerçekçi olmak en mantıklısı. Kim ister ki yapmacık olmayı? En azından ben istemiyorum. Yalan ise bir başka sorunum. Ara sıra pembe yalanlarım olmuyor değil. Bunlardan en büyüğü ise annem ve babamın bir arada, mutlu ve Avustralya'da bir çiftlikte yaşadıkları. Onlara söylemeye çekiniyorum. Demiştim ya, bir sandıkk gibiyim ve sırlarımı paylaşmaktan nefret ediyorum...Kibirliler ise benim tam zıttım. Onlardan elimden geldiğince uzak duruyorum. Beni kibirli görenler var; ancak onlara haklı olmadıklarını kanıtlayacağım. Benim gibi kibir karşıtı biri nasıl kibirli olabilir ki? Biraz zevklerime değinmek istiyorum. Çok iyi bir Quidditch oyuncusu olduğumu düşünüyorum. Söyleyenler var. Sert rüzgarda, Snitch'i ararken ara sıra fark ediyorum da bir kaç göz sürekli benim üzerimde. Hiç ayrılmıyorlar. O mavi gözler kime ait bulmalıyım. Neyse devam ediyorum. Kitap okumayı gerçekten seviyorum. Yanlız biri başka neden zevk alabilirki? Bazen büyülü dünyalarda kendimi bir masal kahramanı yerine koyuyorum. Hepsinin sonu mutlu bitiyor. Ya benim öyküm nasıl bitecek? Mutlu mu yoksa çaresizlik içerisinde mi? Bundan henüz emin değilim...

Eğlence

Ciddi ve sert kişiliğimin altında bir eğlence delisi yatıyor. Belki kimse bilmiyor ama bunu bir gün ortaya çıkartacağımı umuyorum. Her yanda gülücükler saçmanın da bir eğlence yöntemi olduğunu düşünmüyorum. Sanırım benim tabirimle eğlence; sulu şakalar. Gerçekten eğlenmenin bir şartı olarak görüyorum. Bundan dolayı olsa gölde uzun süreli oyunlar oynamaya bayılıyorum. Belki çoğunluk hoşlanmıyor bu sulu şakalardan. Ama umurumda değil. Ben hoşlanıyorum ve yapmak beni mutlu ediyor. Bunun dışında en çok beni eğlendiren kişi ise aynı binada bulunduğum I.sınıf öğrencileri. Onlara baktığımda "Ben de böyle miydim?" diye düşünmeden edemiyorum. Adeta bebek gibiler. Utanmasalar anneleri de gelecek okula. Onların bu tavırlarını gördükçe gülmekten yerlere yatıyorum. Bunların dışında espirilerimin olduğunu söylemeden geçemeyeceğim; ancak ince espiriler olması dolayısıyla kendi binadaşlarıma yapmayı tercih ediyorum. Çünkü gerçekten anlamak için bir parça olsa da zeka gerekiyor. Ah, en önemli şeyi unutuyordum. Beni eğlendiren bir diğer unsur ise koridordan gelip geçen kişilerin bir kaçına çeşitli şakalar yapmak. Size söylemiştim sulu şakalardan hoşlanıyorum diye. İşte yaptıklarım da biraz sulu şakaya kaçıyor. Çünkü bu şakaların sonu genelde benim açımdan bina sorumlusunun yanında, diğerleri açısından ise hastane kanadında geçiyor. Herkes için en iyisi bu şakaları bırakmak...

Çekici & Beğenilen & Kıskanılan

Güzelliğim büyülüyor onları. Buna tanık olmasam da biliyorum. Koridordan geçerken arkamda bir sürü söylenti dolaşıyor. Gizli konuştuklarını sanıyorlar ama ben biliyorum. Kıvrak zekam için hiç bir şeyi algılamak zor değil. Beni çekici buluyorlar; bunu da biliyorum. Açıkçası farkındayım. Büyükannem güzelliğimi annemden aldığımı söylerdi her seferinde. Ama gözlerim kesinlikle babama benziyormuş. Kıskanılıyorum ama bu benim için sorun. Çünkü sırf benim elimdeymiş gibi kıskandıkları için benimle konuşmayanlar var. Ne kadar da çocukça davranışlar. Güzellik doğadan gelir. Bunu biliyor olmalılar. Bazen keşke güzel olmasaydım bile diyorum. Arkadaşsızlık ve terk edilmişlik canıma tek ediyor kimi zaman. İşte tam da o anlarda deliye dönüyorum. Saçlarımı kesesim, yüzümü değiştiresim geliyor. Ama bunu gerçekten istiyor muyum? Hayır sanmıyorum. Beni kıskanmamalılar. Okulda kıskanılması gereken daha bir çok kız varken neden ben? Sorular zihnimi kurculuyor. Bir çıkış yolu bulmalıyım. Bana tek çıkış yolu bu okulu bir an önce bitirip ayrılmak gibi geliyor...

Örnek Rp: Efe'ye Gönderildi Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Craig Justin Archman
Muggle
Muggle



Erkek Mesaj Sayısı : 233
Asa : 18 inc Unicorn Kanı
Evcil Hayvanı : Corb ~
Rp Sevgilisi : Yok ~ olması mı Lâzım ?
Kayıt tarihi : 11/01/09

aurelian. x e n a Empty
MesajKonu: Geri: aurelian. x e n a   aurelian. x e n a Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 1:57 pm

Ravenclaw

*3. Sınıf

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
aurelian. x e n a
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Rp Out Bölgesi :: Arşiv :: Diğer-
Buraya geçin: