İsim: Patrick Lee Guénon
Fiziksel Özellikleri:
Uzun boylu ve boyuna göre fazlasıyla zayıf olmasına karşın dış görünüşü hiç de kötü değildir. Uzun ve kendiliğinden düz saçları her zaman sevdiği bir özelliği olmuştur. Kimisine göre buğday tenli kimisine göre ise beyaz tenlidir. Kendisine göre ise hiçbiri. Fiziği konusunda kendisi ile hiç bir takıntısı yoktur. Gülümsemek her ne kadar yakışsa da genellikle ciddi bir surat ifadesi takınmayı tercih eder.
Kişilik Özellikleri:
Çevresinde kime sorarsanız sorun Patrick hakkında alacağınız yanıt bellidir; konuşkan, cana yakın ve yardım sever. Oysaki gerçek Patrick`in bu tanımla uzaktan yakından bir alakası yoktur. Aslında tüm gerçek duygularını içinde yaşayan, belli kişiler dışında herkesten nefret eden ve biraz da insanlara, planları ve çıkarları doğrultusunda yaklaşan birisidir. Fakat küçük yaşta babasının annesini aldatması üzerine, kimseye gerçek bir samimiyetle yaklaşmayıp aynı zamanda kendini herkese olduğunun dışında biri olarak tanıtıp, bu şekilde davranmaya söz vermiştir.
Hayatının bu şekilde sürdürmesinin bir nedeni de; -babası gibi zayıf bir şekilde- aldatılan değil, gerekirse aldatan olabilmeyi başarmaktır. Hayatını bu ilkeyle sürdürdüğü için hiçbir zaman pişman olmamıştır çünkü her zaman kendince doğru olanları yaşabilmiştir.
Karakterinde kimsenin bilmediği, aksine tüm çevresine tam tersi olarak benimsettiği ve içten içe durmadan övündüğü bir özelliği de safkan olmasıdır. Bulanıklardan nefret eder fakat işlerini yaptırmak için içlerinden bazılarıyla sürekli temas halindedir.
Ailesi / Geçmişi
Fransız bir baba ile Amerikalı bir annenin tek çocuğu olan Patrick, küçük yaşta annesinin babasını aldatması üzerine çok büyük bir bunalım geçirmiş ve karakterini neredeyse bu olay doğrultusunda şekillendirmiştir.
Babası safkanlar içinde bir istisna olarak görülebilir zira yaşamı boyunca bir kez bile bu özelliği ile övünmemiş aksine bir kusurmuş gibi örtmeye çalışmıştır. Annesi ise onun tam tersine oldukça kibirli ve bir o kadar da asildir. William Guénon ile olan 8 yıllık evliklerinde toplanırsa en fazla 1 yıl kadar sorunsuz yaşayabilmişlerdir. Birinin ak dediğine diğeri kara demekten hiç vazgeçmemiş ve en sonunda bu evlilik bir ihanet ile sonuçlanmıştır.
Annesinin evi terk etmesinden sonra Patrick bir daha onu hiç aramadı, annesi de oğlunu. Şu anda -Patrick için- tek varlığı biricik babası. Onu gözünden sakınır, her ne kadar ona büyük bir sevgiyle bağlanmışta olsa da belli etmez sürekli gizlemeye çalışır. Babası da bu durumun farkındadır ve her gün oğlunun kendisini bu kadar sevmesi ile Tanrı`ya şükreder.
Örnek Rp
Her zamanki gibi elinde yine kapkalın bir kitap, bahçenin soğuk havasında adeta bir kurdun elmanın içinde yavaşça dolanıp sonunda işe yaramaz bir hale getirmesi gibi Richard da kitabın sayfalarında geziniyor, aklımda ne kalırsa kardır düşüncesi ile okumaktan hiç vazgeçmiyordu. İnsanlar bu havada ayakta dahi duramazken Richard ne dondurucu soğuğa ne de kendisi ile alay edenlere bir an olsun takılıp kafasını kitaptan kaldırmıyordu. Okuduğu kitap Eski Yazılar dersi ile ilgiliydi. Bu kitabın otuz dakika sonra gireceği dersle direkt alakalı olması tabii ki tesadüf değildi. Her zamanki gibi derse bomboş girmektense gerekirse yanlış bir bilgiyle girmeyi tercih etti ve okudukça okudu. Okuyabildiği süre zarfında aklında kalan tek konu Hurrice idi. Saatine baktı, on dakikası kalmıştı. Derse geç kalmak adeti değildi, hele ki bu ilk kez gireceği bir dersse. Okuduklarının derste bir faydası olacağını umarak Eski Yazılar dersliğinin yolunu tuttu.
Tüm dersler başlamak üzeriydi fakat koridorlar hala kalabalık hala gürültülüydü. Bir anlık şaşkınlıktan sonra içinden Herkes benim gibi derse erkenden gelseydi… diye geçirdi. Kapıdan girdiğinde tahmin ettiği gibi sınıfta kendisi gibi erkencilerden başka kimse yoktu. Sınıftaki sıcağı hissedince dışarının ne kadar soğuk olduğunu anladı ve birden irkildi. Hemen boş bulduğu bir yere kendini atıverdi. Saatine bir kez daha baktı SON beş dakika dedi içinden. İçeriye telaşlı üç-dört kişinin daha girmesinin hemen ardından elinde kocaman kitaplar ve bir dizi not bulunan genç bir bayan girdi içeri. Girenin profesör olduğunu çok iyi biliyordu fakat bir an için bu genç bayanı süzmeden duramadı. Profesör sınıfın konforlu öğretmen koltuğuna oturdu, yavaşça duvardaki saate son bir kez baktı. İçeri giren son birkaç öğrencinin ardından istifini bozmadan asasını kapıya doğru şöyle bir salladı ve o anda kapı kapanıp kilitlendi. Bu sırada Richard kendiside dahil hiç kimsenin şaşkınlığına aldırmadan NE kadar asil! Diye mırıldandı yavaşça. “Geç kalanlar şanslarını kaybettiler. İkinci bir gecikme söz konusu olduğu an dersimden atılacaklar.” Bu sert uyarı ile beraber Richard dalgınlığını bir kenara bırakıp artık dersin ciddiyetine adım attı. Profesörün herkesi tek tek süzdüğünü görünce bir an sınıfta sivrilmekten korkup dikkatli ve sert bakışlarını biraz olsun yumuşattı. İlk günden dikkat çekmek hiç hoş olmazdı. Profesör konuşmasına devam ederken artık daha sert ve daha dikkat çekici bir ses tonu kullandığı rahatça anlaşılabiliyordu. Konuşmasının başında isminin Julie Annwyl Lovett olduğunu belirttikten sonra uzun tanışmalardan hoşlanmadığını söyleyerek direkt bir geçişle ders hakkındaki prensiplerinden daha doğrusu kurallarından bahsetmeye başladı. Richard, sınıf olarak tehdit edildiklerini düşünürken profesörün ağzından Evet, sizi gayet açık bir şekilde tehdit ediyorum.” cümlesini duymasıyla birlikte öğretmenin karakterini kafasında neredeyse tam olarak şekillendirdi; mükemmeliyetçi, disiplinli ve acımasız.
Profesör konuşmasını bitirince umursamaz görünen bir şekilde tahtaya yöneldi ve “İLK konumuz konuşulan ilk diller arasında yerini almış “Hurrice”. dedi. Bunu duymak Richard`ın gözlerinin parlamasına yetti. Şimdi yeniden dersin ilk dakikalarında olduğu gibi yüzünde dikkatli bakışları ön plandaydı. Hurrice hakkında sırayla konuşulduğu tarihler, konuşan uygarlıklar ve nesillere aktarım yolu ile ilgili bilgi verdi. Richard, bu duyduklarının hepsi hakkında bir şeyler hatırlıyordu. Bu da doğal olarak dersi anlamasında büyük katkı sağladı. Anlattığı konu bittikten sonra profesör, kapıyı kapatırken yaptığı gibi bir asa hareketi ile tahtayı temizledi ve Evet, ödeviniz Hurrice dilinde yazılmış bir yazıt bulmak. Ve bu yazıttan bir alıntı yapıp hem yazının orijinalini hem de çevirisini bir daha ki dersimizde getirmek. Hazırlanmak isteyenler için; bir sonraki konumuz Luvice. Ve ben bu dil hakkında sorular sorabilirim; binasına puan kazandırmak isteyenlere duyurulur. Şimdi çıkabilirsiniz.”dedi. Richard ödevini ve bir sonraki dersin konusunu parşömende küçük bir yere not etti. Böylece bir sonraki dersten önce çalışması gereken konuyu da belirlemiş oldu. Kapıdan çıkarken hiç tereddütsüz İYİ günler profesör. dedi. Profesörün gayet sakin ve cevap niteliğinde kafa sallaması hoşuna gitti ve yeniden bahçenin yolunu tuttu.