Fiziksel PortreKısaca anlatmak gerekirse Howard, ince bedenli, orta boylu; iri, gökyüzünden daha mavi parlak gözlü,saçları karamel renginin en hoş tonu; kısa saçları omuzlarına dökülüyor, dalgalı; rengi fazla beyaz;ufacık lâl ağızlı; biçimleşmiş güzellik denmeye yaraşır bir cadıdır. Çok tatlı ve alaycı dudakları olan, hoş bir cadıdır. İnsanı karanlık kuytulara, adressiz sokaklara, netameli köşe başlarına sürükleyecek kadar güzel ve tehlikelidir… Her zaman ırkının bütün güzelliklerini yansıttığının farkında değilmiş gibi durur. Omuzlara dökülmüş parlak ve kıvrımlı saçlar, buğday tenli ve güzel bir yüz, insanın içine huzur veren iri, buğulu gözler… En dikkat çekici yanı budur; gözlerindeki yoğunluktur. Koyu mavi, yeşil karışımı olan bu gözler dimdik, bir maymununki kadar delici bakışlara sahiptir. Derin, tatlı, etkileyici, değişik bir bakıştır çünkü onunki... Parlak, berrak gözlerinden tüm duygularını yansıtabilir. Öyle ki üzgün olup olmadığını anlayabilirsiniz gözlerinden ya da içini okuyabilirsiniz abartırsak. Bu bakışlar göz alıcı bir beyazlıktaki göz aklarıyla daha da belirginleşir. Sanki insan gözü değillerdir. Yüzünde her türlü duygudan arınmış bir maske var gibidir ve bu yüzün çok nadir olarak somurttuğu hemen anlaşılır. Annesine benzediği söylenir ki, fiziğini ondan almıştır. Sadece fiziği değil, sevimli yüzünü de… Kumral saçları, güneşe çıktığı zaman hafif kızılımsı olabilir. Parlak, kıvrımlı, ipeksi saçlarına fazlasıyla düşkündür. Gür saçlarını yandan ayırır. Yandan ayrılmış saçlar kulak hizasına kadar iri dalgalar halinde gelirken, kulak hizasından sonra, aşağıya inildikçe, bu dalgalar azalır ve yavaş yavaş saç düzleşir. Dolgun dudakları Sağ kulağında bir, sol kulağında ise üçdelik vardır ve hepsinde küpe bulunur. Genelde küçük, halka şeklinde küpeler takmayı tercih eder. Kıyafet seçimlerini kendi kafasına göre yapar ve modayı pek takip ettiği söylenemez. Kafasına eseni geçirir üstüne. Yalnız renk seçimlerinde oldukça dikkatlidir. Oldu olası cıvıl cıvıl renkleri sevmediğinden asla açık renkli giysiler bulamazsınız dolabında. Daha çok lacivert, mor, siyah ve zümrüt yeşili, bordo ağırlıklıdır.
Kişisel PortreSevdiklerinizi, o en çok sevdiklerinizi üzmemek için bütün duygularınızı gizlemeyi, renklerinizi silebilmeyi, görünmez bir cam kadar şeffaflaşmayı, bu yüzden de sizi görememelerini, hâlbuki o incecik, narin cam gibi kırılganlaşmayı aynı zamanda ve bir gün küçücük bir fiskeyle tuzla buz olabilmeyi, minnacık cam kıymıklarınızın yine yalnızca sizin etinize saplanıp canınızı yakmasını göze alabilir misiniz? Hangi duyunuz körelmişse o duyunuzun kuvvetli uyaranlara ihtiyaç hissettiğini, az görüyorsanız ışığın daha aydınlık olmasını, damak tadınız gelişmemişse en keskin lezzetleri arzuladığınızı, zeki insanların, ince esprilerin zevkine varırken, basit kişilerin kaba şakalarla eğlendiğini; gustosu olanların, giyimlerinde aşırı süsten kaçındıklarını aklınızdan geçirdiniz mi hiç? Hayatınızda 'gözlerinizle anlaştığınız' birisi olduysa, bunun sırrının birbirinize karşı çok hassas olmanızda saklandığını fark ettiniz mi?
Zekâsı ve sezgileri çok gelişkin birinin, küçücük bir sözün, sıradan bir davranışın arkasındaki nedeni ne kadar çabuk, kolay ve derinden kavradığına şahit oldunuz mu?
Öyleyse, Howard'dan gerçekten hoşlanırsınız ve mutlaka kendisini tanımak istersiniz.
Başına buyruk, meraklı ve hınzır... Bu kelimeler Howard'ı anlatmaya pek yetmese de, tamamen ona yapışmış kelimelerdir. Özellikle merak ve ufak haylakazlıklar, onun ruhunun açıklamasıdır. Ne yapacağı önceden kestirilemez, yanardöner bir kişiliği vardır. Sağı solu belli olmaz. Birkaç dakika önce bir düşünceyi ateşli bir biçimde savunurken; birkaç dakika sonra aksi bir düşünceyi savunabilir. Çoğu kişiye göre; Howard bir bulmacadır. Kötü olduğu yerde en kötünün de ötesidir, büyüleyicidir, iyi olduğu yerde mükemmeldir. Çok bilmiş bir edası vardır. Öyle pek şımarık olduğu söylenemese de kendini beğendiğini asla gizlemez.. Çoğu zaman içine kapalı, başkalarının hayatlarından uzak, kendi hayallerindedir. Ukala değildir ama ğer birisine sinir olduysa ona karşı elinden gelen tüm şımarıklıkları yapar, deyim yerindeyse bir buz küpü gibi davranabilir. Etrafında dolananlara karşı tutunduğu kendinden emin tavrı, en ufak bir kusuru başkasının yüzüne çarpan züppeliği onu daha da buz küpü yapar. Hiçbir şeye sıkı sıkı sarılmaz, her şey her an elinden uçup gidecekmiş gibi davranır. Bildiği kadarı ile ailesinin kadınları genelde ince yapılı, zarif çizgili, sevgi dolu ama durgun yapılıdır. Howard ise canlı ve alaylı mizaçlı bir cadıdır; inceliğe, neşeli olmaya, her şeyi bilme arzusuna doğuştan gelen bir sevgisi vardır. Dışa dönük, neşeli hatta 'fırlama' kelimesiyle tabir edilebilecek bir cadıdır. Evet, evet... Ele avuca sığmaz, ağzından erkekçe laflar eksik olmayan bir oğlana benzer. Aşırı hareketlidir. Yerinde duramaz uzun süre. Gezip görme arzusu duyar her daim ve bu arzusunu tatmin etmediği zaman bir sıkıntıya düşer, boğulduğunu hisseder adeta. Merakı da bu arzuya bağlantılı olarak ortaya çıkmıştır. Çocukluğundan beri her şeyi bilmek, her şeyi öğrenmek ister. Gazeteci olmasının en büyük nedeni de budur. Lakin bu merakı, her şeyi öğrenme arzusu yüzünden çoğu kişinin canını sıkabilir yahut başını derde sokabilir ama başı her derde girdiğinde yakasını sıyıracak bir yol bulur. "Rahatsız etme bende gelişmiş bir beceri... Buna saygı gösteriyorum çünkü ikna etmeyi severim. Her daim, hatta ölümümden sonra da rahatsız edeceğim." diyerek savunur kendisini çoğu zaman. Yalnız ve hürdür. Dümeni istediği yere kırabilir, hangi hikayenin peşine düşmek istiyorsa bunu yapabilir. Özgürdür ve özgürlüğüne çok düşkündür. Garip bir yetenekle, nerede nasıl konuşursa, hangi özelliklerini hangi kelimelerle ön plana çıkarırsa, kimlerin üzerinde nasıl bir etki yaratabileceğini tahmin edebilir. Bir 'taktik insanı' olduğunu söylemek yalnış olmaz. Karşılıklı sürüp giden konuşmalarda 'söz'ün önemini hissettiren, söylenmeyen onca şeyin ardında kalan boşluğa yazılan hayatlara bir 'kapı' aralayan çok güçlü bir cadıdır esasında.
O, esprili, özgür ve her şeye kolay kolay inanmayacak bir yapıdadır. Ne ailesi, ne arkadaşları ne de başkaları, ona izleyeceği yolu gösteremezler. Bütün zeki, kişiliği kuvvetli insanlar gibi daha çocukluğundan beri kendi seçimlerini kendi yapmak ister. Bir önseziyle büyük büyük sözlerden, belli bir topluluğun yaydığı gerçeklerden tiksinir. Başkalarının kendisini etkilemeye çalışmalarından sinirlenmeden, küstahça davranmadan sıyrılmasını iyi bilir. Bir başka deyişle yüreğinin derinliklerinde olup bitenleri yakınlarından hiçbiri tamamiyle anlayamaz.
Sevme kapasitesi yüksek olanlar, bunun onları ne kadar yaralayabileceğini ya bildiklerinden ya da sezdiklerinden kendilerinden bile saklarlar bu sevgilerini ve sevgileriyle yük olmamak için kimseye, içlerinde yaşarlar bütün derinliği ve ağırlığıyla. Howard da sevgisini göstermekten pek hoşlanmaz, o sevgiyi başkalarına ne kadar gösterirse yüreğinde o kadar az hissetmekten korkar. O herkesi kolaylıkla anlayabildiğinden, kendisini anlamasınlar diye ince bir mizahın, dik başlılığın ve mesafenin gölgesine saklanır.