Jean eski tahta kapıyı tekmelercesene açtı. Kapı bir ara kırılacakmış gibi olsada Jean içeri girdikten sonra düzeldi. Jean masalardan en sağlamına oturdu. Üstündeki montu çıkardı ve kafasını garsona çevirdi.Garson gerçekten çok değişik br adamdı, beyaz saçlı, pis tipli, ihtiyar...Jean
''Bana bir kaymak birası''dedi.
Adam hiç aldırmaz bir şekilde başını salladı ve bardaklara döndü.Jean ise kendine bir meşale aradı. Herzamanki gibi en çok sevdiği şeyi, gelecek gazetesini eline aldı ve içini açtı. İlk gördüğü resim seherbaz büro başkanı oldu. Gerçekten ürkütücü hareketli bir resmi vardı. Jean'de refleks olsa gerek hemen kendine çeki düzen verdi. Diğer haberlere baktı. Pek dikkat çekici haberler bulamamıştı herhalde bugün gelecek postası. Jean'in gözüne altta küçük bir yazı ilişti.
''Mr.Brown -Şimdiki Seherbazlar- Adlı kitabını anlatıyor(Sayfa 5')''
Jean hemen 5. sayfayı açtı. Acaba kendi mesleğiyle ilgili neler denilmişti.Sayfada şöyle yazıyordu;
//Mr. Brown'un son kitabı -Şimdiki Seherbazlar- adlı kitabı birde onun ağzından dinleyelim dedik.Mr. Brown'a soruyoruz, kitabınızın konusu ne?O bize hoş bir gülümsemeyle cevap veriyor
Kitabımda adı üstünde şimdiki seherbazların neler yaptığını uzun araştırmalar sonucu bulduğum bilgilerle anlatmaya çalıştım.Tabi ki bugün size kitapla ilgili fazla bilgi veremem isteyen alır.Şimdi yine kitaba gelelim en iyisi.Kitabımda seherbazların son yıllarda çok monoton bir hayat yaşadıklarını, fakirleştiklerini, sefilleştiklerini ve önemsizliştiklerini anlatıyorum. İsmi lazım olmayan kişi gittiğinden beri onların görevini ve varlığını gerektirecek hiç bir neden kalmadı. Kitabımda mesleklerinin sadece süs olarak kaldığınada değiniyorum...
Ben şaşırmış bir ifade takınıyorum. Hemen 2. sorumu soruyorum. Ancak seherbazlarında hakkı kesinlikle yenilemez. İç karışıkları kim önleyecek söyler misiniz? Mr. Brown yine gülümsüyor
Tabiki de bazı konularda gerekli olduklarını kesinlikle inkar etmiyorum.Ancak artık eski iç karışıklarda yok oldu bunu biliyorsunuz...
Hiç vakit kaybetmeden diğer soruma geçiyorum. Ya onlar geri dönerse? Seherbazlardan özür dilemeyi düşünüyormusunuz? Mr. Brown sert bir ifade takınıyor
Kesinlikle hayır, ben burada gerçekleri açıklıyorum. Öznel fikirlerime dayalı bir kitap gibi görünsede ben bu kitabı araştırmalarım sonucu yazdım.Asla özür dilemem...
Peki, diyorum. Hemen konuyu değiştiriyorum.Acaba kitabınız şuana kadar ne kadar sattı?
Yüzbinleri geçti, hasılat rekorları kırıyor inanabilirmisiniz. Herkez seherbazların işe yaramaz olduğunu biliyor...
Çok güzel-diyorum.Gerçekten kitabının bu kadar satmasına sevindik diyoruz grup arkadaşlarımızla ve son sorumuza geçiyoruz. Size son bir soru soracağım Mr. Brown sizce seherbazlarla başınız belaya girecekmi?
Tabikide Hayır. Herkez istediğini yazmakta özgürdür. Kimsenin bana birşey diyeceğini sanmıyorum. Her türlü eleştiriye açığım ama bunu herkez de bilsin...
Teşekkürler Mr. Brown, bize zaman ayırdığınız için teşekkürler diyoruz ve ayrılıyoruz.Yorumları size bırakıyoruz...//
Jean çok sinirlenmişti.İnanılmaz bir şekilde sinirlenmişti hemde.Yüzündeki damarlar belli olmaya başlamıştı ve patlıyacakmış gibi gözüküyordu.Elindeki gazeteyi sıktı ve bütün gücüyle fırlattı.
''Lanet olsun bu adam kendini ne sanıyor''dedi bağırarak.Biraz sonra Kaymak Birası gelmişti.Kaymak birasınıb ir köşeye itti.Bir kaç galleonu masaya attı ve oradan uzaklaştı...