|
|
| Sorunlar~ | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Morwen Arsiãna Jagger III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 725 Yaş : 31 Evcil Hayvanı : Yılan~ [Sebastie] Rp Sevgilisi : Olması mı gerekiyor? Kayıt tarihi : 17/01/09
| Konu: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 10:22 am | |
| Hava durumu: Bulutlu, rüzgârlı. Kurgu: İki eski dostun buluşması, sorunlar, sorunlar... Role player'lar: Morwen Arsiãna~Sofia Diabolus | |
| | | Sofia Diabolus IV. Sınıf Slytherin Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 47 Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 11:07 am | |
| Esen rüzgâr çıplak kollarına çarpıyor, altın sarısı saçları arasında saklambaç oynuyordu. Yuvarlak, zarif suratı yavaşça göğe doğru çevrildi. Londra daima kasvetli olmuştu. O kısa, güneşli günleri özleten gri gökyüzü fazlasıyla donuk ve ürkütücüydü. Gecenin katran karası bile insanı bu kadar rahatsız etmezdi. Gri her şeyi soluk, ruhsuz yapıyordu. Etraftaki tek renk kendisiydi sanki. Biraz önce çarpıp –omzu hala acıyordu- giden çocuğun, evlerinden dışarı çıkan insanların yüz ifadesi hep aynıydı. Gökyüzü yalnızca tepelerine kondurulan bir manzara değildi. Üzerlerine siniyor, ruhlarını şekillendiriyordu. Tiksindi. Üzerine yapıştığını düşündüğü bu kasveti dağıtmak için küçük elleriyle saçlarını dağıttı. Esen rüzgârın da yardımıyla şampuanının tatlı kokusu burun deliklerini işgal ederken dudakları belli belirsiz kıvrıldı. Sokağı neşelendirmeye çalışan piyano sesi biraz ilerideki pub’dan geliyordu. Giderek sokakta yalnızlaştığını fark ederek adımlarını hızlandırdı. Oyalanmıştı.
Üç süpürge’ye bir hafta içinde kaçıncı defa geliyordu? Kendisinden önce içeri giren adamın açtığı kapıdan içeri girdi. Birkaç adım attı ve mekânın ortası sayılabilecek bir yerde durarak etrafı süzmeye başladı. Morwen… Uzun, siyah saçları, parlak ve mavi gözleri ve inanılmaz derecede beyaz teniyle uzak bir köşede sandalyeye kurulmuş minyon tipli bir genç kız arıyordu. Odanın bir ucundan tatsızca seslenen saate doğru baktı. Gözleri yuvarlarında döndü ve aceleciğine lanet okudu. Diğerlerinden uzak, kuytu bir köşede duran masaya doğru yollandı. Barmen’in Tom’dan daha az rahatsız edici olmayan bakışlarına aldırış etmemeyi seçti. Bir öğrencinin hafta sonu dışında buraya uğraması da merak edilecek bir durum olabilirdi. Tamam, yalnızca kendini rahatlatmak için söylediği bu yalan içinde olabilecek kötü olayları bağırınıp duran sesin yanında çok cılız kalmıştı. Düşünmemeye çalışarak masanın yanına yerleştirilmiş sandalyeye oturdu. Gözlerini yavaşça kendine doğru gelen adama çevirdi. Tek başına bu iri ve sert görünüşlü adamla yüzleşemeyeceğini düşündüğünden adam henüz masaya yaklaşamadan ;
‘Bir arkadaşımı bekliyorum, daha sonra.’ Biçimli dudakları sahte gülüşünü takınmak için kıvrıldıysa da adamın sinirli tavırları oluşturmaya çalıştığı masum tavrı çabucak dağıttı. Elini ensesine götürdü ve saç diplerini yavaşça sıvazladı. Kendisine bakılmasından ciddi anlamda hoşlanmıyordu. Dikkatle süzülmek, sanki bir kusuru varmış gibi. Dakikalar sonra adamın arkasını dönüp gidişiyle esaretinden kurtuldu ve uzun zamandır içinde tuttuğu nefesi hızla verdi. | |
| | | Morwen Arsiãna Jagger III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 725 Yaş : 31 Evcil Hayvanı : Yılan~ [Sebastie] Rp Sevgilisi : Olması mı gerekiyor? Kayıt tarihi : 17/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 11:52 am | |
| - Sorunlar… Her şey bu kadar mı zor, bu kadar mı karışık? İnsanlar neden neler oluyor bilmiyor. Karanlık bir labirentin, en dar kolunda ilerlemek bu kadar acı verici olmamalı. Sonunu biliyorum, rahat bırak beni, çekil etrafımdan. İzin ver gidebilirim. Biliyorum orada. Görebiliyorum, uzakta; ama yakınımda. Neden çözemediklerim var benim? Çözülmesi gereken onca şey varken, gözlerimden akan siyah damlalar neden dudaklarıma düşüyor… Dostlarım nerde benim, yoksa onlar, onları içine mi hapsetti bu labirent? Görüyorum bu sefer, her şey iyi olacak. Neden biz? Her şey çözülecek bir gün…-
Morwy sessizdi. Her geçen güne lanet okuyordu, olmamalıydı. Gözleri… Gözlerinin önündeki mavi bulutlar, onu karamsarlığa sürüklüyor, siyah gözyaşlarına hakim olamıyordu işte. Neden? Bütün bu olanlar… Hepsi; ama hepsi ne pahasına? Bilmiyordu, anlayamıyordu bu sefer yapamıyordu.
Gökyüzündeki gri bulutlar sadece orayı kapamıyordu, düşlerindeki, düşlerindeki her şeyi sarmıştı bırakmıyordu. Sanki göstermek istemiyordu, gerçekleri… Hani ağaçlar olur ya, köklerine dokunmak isteyip de dokunamadığın, en üst dallarına ulaşmak isteyip de ulaşamadığın… Her şey böyleydi işte. Bundan ibaretti. Morwy kendine baktı. Eski Morwy değildi sanki; evet değildi. Siyah saçları rüzgârın acımasız esintisine karışıyordu- tıpkı düşünleri gibi- . Morwy kendine güvensizdi, öyle görünüyordu belki de. Neler olmuştu hayata karşı, yaşananlara karşı ayakta kalan Morwy’e? Çaresiz görünüyordu, yorgun ve bitkin. Gözlerinin altındaki torbacıklar, onun günlerdir uyumadığının en belirgin simgesi olmaya adaydı. Yerdeki su birikintisine baktı, gözleri parlamıyordu. Mavi gözlerinden sadece sorunlar sızıyordu.
Üç Süpürge’nin önündeydi şimdi. Taşlara tekme atarak içeri girdi, girmeliydi. Onu bekliyordu Sofy, bekleyen tek kişiydi. Kasvetli bir ortamda bulmuştu kendini bu seferde. Çekip alamıyordu üstünden. Başını kaldırdı sessizce ve etrafına baktı. Tanıdıkları yoktu sanki. Suratsız barmen, sinsi sinsi gülüyordu her zamanki gibi. Değişmeyen tek şey onun o pis sırıtışıydı, hoşuna gitmemişti. Sofy’i gördü, gitmek istiyordu yanına. İlerliyordu; ama biri onu çekiyor gibiydi kendine. Sofy… Yaklaştı ve arkasındaydı şimdi. Sessizce eğildi ve sandalyeyi çekmeye yeltendi.
“Benden önce geleceğini biliyordum.”
En son Morwen Arsiãna Jagger tarafından Çarş. Ocak 28, 2009 4:11 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi | |
| | | Sofia Diabolus IV. Sınıf Slytherin Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 47 Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 12:54 pm | |
| 'Benden önce geleceğini biliyordum.' Başını, arkasından gelen tiz sese doğru çevirdi. Karşılaştığı bitkin, huzursuz Morwen onu pek de şaşırtmamıştı. Bir süre cevap vermeden, kızın hareketlerini inceledi. Hiçbir zaman hayat dolu, neşeli olmayı becerebilen bir kız olmamıştı Sofia. Ona göre diğerlerinden farklı olarak soğuk bir kalıba oturtulmamıştı. Aksine meleksi görüntüsü, sıcak teniydi aldatıcı olan. Sonsuz nefretin, güvensizliğin olduğu yer derinlerindeydi. Kızın ekşiyen suratını son bir kez dikkatle süzdü. Ne kadar canın yanıyor Morwen? Acının ne demek olduğunu gerçekten biliyor musun? Sebebi olduğun şeylerin ne kadar can yaktığını? Keşke anlatabilsem. Acının doruğa ulaştığında ruhsuzlaştığını, hiçleştiğini gösterebilsem.
Yüzündeki kaslar seğirmeye başladığından başını masanın üzerinde duran ellerine doğru eğdi. Kimse kısılan gözlerinin mavi olduğuna inanmazdı. Bir eli diğerinin parmaklarıyla oynamaya başladı. Yutkundu ve dayanmaya çalıştığı şeyin artık eskisinden daha da ağır olduğu gerçiğine boyun eğdi. İlk önce sadece bir sırdı onun için. Küçük Cié'nin ona verdiği, hayatı boyunca -gerçek ortaya çıkana kadar- tutması gereken basit bir sır. Sonra büyüdü, sorumluluklar haline geldi. Tek başına yaşamayı öğrenmek, kendin gibi davranamamak ve sonsuza kadar benliğinden olmak... Son raddeye geldiğini hissediyordu. Sırlar, sorumluluklar ve çözülmesi gereken sorunlar geride kalınca rahat hissedecekti. Öyle sanıyordu. Tam şuan, yüzlerce insandan biriydi, neredeyse tamamı tarafından umursanmıyordu ve koca bir hiçti. İçinde sürekli büyüyen yara, her gün hatırladığı geçmişi ve katlanmak zorunda olduğu şeylerle; koca bir hiç.
Morwen'e bakmamaya özen göstererek etrafı süzmeye başladı. İlk yapması gereken kızın kendi isteğiyle anlatmaya başlamasını beklemekti. Eğer yararı olmazsa harekete geçecekti. Burnuna gelen çörek kokusuyla alarm veren karnına aldırmadı. Yemek zamanı değildi. Zaten yeterince kilo almıştı, Hogwarts'a tombul kedisi Carry gibi gitmek istemiyordu. Parmaklarıyla uğraşmaktan sıkılarak iki elini de kızaran yanaklarına götürdü. İçerideki bunaltıcı sıcak dışarısıyla inanılmaz bir tezat oluşturuyordu. Şimdilik sırtı cama dönük oturduğu için hayli memnundu. Masaya hakim olan sessizlik giderek can sıkıcı oluyordu. Rahatsızca kıpırdanarak ilgi çekmeye çalıştı. Boğazını temizliyor gibi yaparak öksürdü. Fakat hiç birinin bir faydası olmadı. Morwen ağzını açsa ağlayacakmış gibi duruyor, camdan gökyüzünün mide bulandırıcı manzarasını süzüyordu. İş yine senin çenene düştü S.
'Sorun ne Morwen?' Bakışlarını kızın suratına doğru çevirdi. Dalgın bakışları Sofia'nın yüzündeki belli belirsiz acıyı anlayacak gibi görünmüyordu. İçini kaplayan rahatlama duygusuyla saçlarına geriye doğru savurdu ve kendini saklamaktan vazgeçti. | |
| | | Morwen Arsiãna Jagger III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 725 Yaş : 31 Evcil Hayvanı : Yılan~ [Sebastie] Rp Sevgilisi : Olması mı gerekiyor? Kayıt tarihi : 17/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 1:32 pm | |
| Morwy etrafına bakamıyordu. Bakmak istiyordu; ama yapamıyordu. Sanki birileri bu sefer gözlerini kapatıyordu onun. Siyahın içine işlemesine sebep oluyor, hiç bir şey göremiyordu. Gözlerinin önündeki eller, onun sadece Sofy’i görmesine izin veriyor gibiydi. Kısıtlanmıştı, duyguları bile Morwy’i kısıtlıyordu artık, izin vermiyorlardı onlara. Bunu üzerinden atmak zorundaydı, neden eskisi gibi olamıyordu ki? Bu kadar çaresiz olamazdı… Silkindi, içindeki sert bir hareketle üstünden atmaya çalıştı, o lanet okuduğu elleri… Şimdi dışarıyı görebilirdi. Rüzgârın uçurduğu her şey, ona kendini anımsattı. Çaresizdi ve ona engel olamıyorlardı. Morwy başaracaktı, başarmalıydı. Neler bekliyordu onu, biliyordu. Bilmemesi gereken her şeyi bilebilirken, neden olması gerekenler onun önüne yüksek kum tepeleri gibi yığılıyordu ki? Beyninde o labirentten nasıl çıkacaktı şimdi? Sofy yardım et bana, çek al beni...
Onu izlemeye başladı. Sessizlik… Sessizlik ikisini de içine hapsetmiş gibiydi. Sanki bir örtü serilmiş ve sadece ikisini örtmüştü bu sessizlik, sadece. Sesleri duyabiliyordu. Gülüşmeler, haykırışlar, hıçkırıklar, kahkahalar… Hepsi büyüyor büyüyordu, çığlık atmak istedi; ama yapamadı. Sofy suskundu, ilk defa belki de onu da hapsetmişti bu durgunluk. Caddeler durgundu. Herkes durgundu Morwy için; kimseyi göremiyordu çünkü. İstediklerini elde etmek bu kadar zorken, bir yudum birayla kendine geldiğini sanan zibidilere ne demeliydi? Harika, sadece alay etmek geldi içinden, sadece bu. Kulaklarına saatin tiktakları çarpıyor ve tekrar geri çekiliyordu. Ölüm tiktaklarıydı bunlar sanki, ölümü çağıran sessiz çığlıklar.
'Sorun ne Morwen?'
Sorun mu? Ahh Sofy, sorunlar… Sofy bilmiyordu muydu yoksa? İmkansızdı bu. Yoksa onun gözlerindeki durgunluk, sessizlik bir oyun muydu? Nasıl anlatabilirdi ki? Sessiz mi kalmalıydı yine? Başını kollarının arasına alıp, kendini siyahın sonsuz gizemine bırakmalıydı gerçekten? Ya da diğerlerinin değişiyle kenara çekilip dinlenmeli miydi, sorunlarıyla baş başa kalarak… Sofy biliyordu, bilmeliydi. Yaşanan onca sorunu göz ardı edebilecek biri değildi o, asla olmamıştı. Kendinden uzakta bile olsa, en yakın oydu sadece. Bütündeki her şey onlardı.
“ Sorunlar mı? Yaşadığıma lanet ediyorum ben. Söyler misin kaç yaşındayız biz? Kaç yaşında söz vermiştik yapmamız gerekenler karşısında? Şimdi neden, neden gidiyorlar, sessiz kalmamızı bekleyip, hıçkırmak mı istiyorlar? Onca şey olurken sessiz kalmamı istediler benden. Dostlarımız gidiyor Sofy, aldılar onları elimizden. İnanmıştık biz, onca olan bitene. 13 yaşında değilim artık sanki, bedenim yorgun.”
Ağlamaklı bir ses hakimdi Morwy’nin narin sesine karışmıştı. Gözlerindeki damlalar, dudaklarına süzülüp kayboluyordu. Beklemek zorundaydı hep, beklemeliydi.
En son Morwen Arsiãna Jagger tarafından Çarş. Ocak 28, 2009 4:10 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Sofia Diabolus IV. Sınıf Slytherin Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 47 Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 2:00 pm | |
| 'Sorunlar mı? Yaşadığıma lanet ediyorum ben. Söyler misin kaç yaşındayız biz? Kaç yaşında söz vermiştik yapmamız gerekenler karşısında? Şimdi neden, neden gidiyorlar, sessiz kalmamızı bekliyip, hıçkırmak mı istiyorlar? Onca şey olurken sessiz kalmamı istediler benden. Dostlarımız gidiyor Sofy, aldılar onları elimizden. İnanmıştık biz, onca olan bitene. 13 yaşında değilim artık sanki, bedenim yorgun.' Karşısında oturan kızı dehşete düşmeden, inanılmaz bir sakinlikle dinledi. Saniyeler içinde kızın değişen mimiklerini, ses tonunu çok iyi algılamıştı. Norma ve Tracy'nin gidişinin bu kadar ani ve habersiz oluşu canını yakmış olmalıydı. Elini uzatıp kıza dokunmayı, güç vermeyi düşündü. Fakat sahte bedeninin fark edilmesinden ölesiye korkuyordu. İnsanlarla temasa geçmek, dokunmak... Korkutuyordu.
Açılan kapıdan esen rüzgârla suratına doğru savrulan saçlarını kulaklarının arkasına attı. Kuruyan dudaklarını ıslatırken sabah sürdüğü nemlendiricinin ekşi tadını alıyordu. Ne söyleyebilirdi? Böyle bir durumda nasıl bir açıklama insanı rahatlatırdı? Daha önce kaybettikleri için ağlamamıştı, hiç. Kızın çaresiz ifadesi güzel suratına yapışıp kalmıştı sanki. Bir an için Morwen'in eski haline dönmesini deli gibi istedi. Kendisi mutsuzken enerji kaynağı etrafındaki mutlu insanlar oluyordu. Acısını, içindeki çığlıkları sadece sahte kahkahaları bastırabiliyordu. Hafifçe açılan ağzı tereddütle geri kapandı. Söyleyeceği şeylerin yararı olmayacaksa boşuna gürültü etmenin de bir faydası olmayacaktı. İyi bir dinleyiciydi ama sorunları çözmede başarılı olduğu söylenemezdi. Eğer başarabiliyor olsaydı kendini hapsolduğu karanlıktan kurtarabilirdi. Gözlerini kapattı. Bir kez olsun birileri için bir şey yapmak zorundaydı. Bu kez düşünmeden aralandı dudakları;
'Biliyorum; onları çok seviyorsun. Ben ne söylersem söyleyeyim asla içindeki boşluk yok olmayacak. Sen bir hata yaptın Morwen. İçinde sızlayan şey bu hatanın bir sonucu ve eğer kendini yormaya devam edersen acın hiç dinmeyecek. Beni iyi dinle ve asla soru sorma. İçindeki parçalar, senin için değerli olmak zorunda. Onları herhangi bir şeymiş gibi savurup yerine seni tatmin etmeyecek şeyler, kişiler koymamalısın. Tracy ve Norma yeterince değerli olsalardı gitmezlerdi. En azından bir açıklama yaparlardı.' Gözlerini açtı ve şaşkınlıkla kendine bakan kızı süzdü. Dişleri birbirine geçti ve ellerini yumruk yaptı. Avuçları kendilerine savaş açan tırnakların darbeleriyle yanıyordu. Başladığı şeyi bitirecekti. 'Şuanda hissettiğin şey dakikalar sonra geçebilir. Böyle kapanabilir yaralar için hayatı bir kenara atmak ne kadar doğru? Neden hiç şükretmiyorsun? Kendin gibi olduğuna, gerçek bedeninde olduğuna...' Sesi gittikçe yüklelirken gözleri yavaşç yavaş kısılıyordu. Son sözcükleri küfredermiş gibi söyledi. Kahretsin! Kahretsin Morwen! Göremeyecek kadar kör müsün? Ben gerçek değilim! | |
| | | Morwen Arsiãna Jagger III. Sınıf Ravenclaw Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 725 Yaş : 31 Evcil Hayvanı : Yılan~ [Sebastie] Rp Sevgilisi : Olması mı gerekiyor? Kayıt tarihi : 17/01/09
| Konu: Geri: Sorunlar~ Ptsi Ocak 26, 2009 7:41 pm | |
| Bunların olacağını tahmin etmeliydi. Sofy bile anlamıyordu onu. Neler oluyordu onlara? Dostluk kelimesinin anlamı onlar için önemliyken, şimdi kütüphanede bir sözlükteki dostluk kelimesinin anlamı kadar bile değil miydi? Sofy değildi karşısındaki, o olamazdı. Sofy soğukkanlıydı, sessizdi belki; ama dostluk denildiğinde bu kadar sert değildi, olmamalıydı, olamazdı. Sofy’nin söylediğini her sözcük kalbine işliyordu sanki, beynin derinliklerindeki o sayfaları yırtıyor, teker teker parçalıyordu…. Hata mı yapmıştı gerçekten? Suçlu olan Morwy miydi, yaşam karşısında? ‘Sen bir hata yaptın Morwen’ Morwen, suçluydun işte. Sen yaptın her şeyi, kendine lanet okumalısın, olanların hepsi senin yüzünden. Ne kadar da salaksın? Biliyordun olacakları, neden sende sahte gülüşlere yer vermedin ki? Neden gözlerin gerçekten güldü, bunların yaşanmasını sen istedin!
Sessizlik yerini sonsuz çığlığa bırakmıştı şimdi. Narin beyaz ellerini kulaklarına götürdü, duymak istemiyordu hiçbir şey… Elleri narin değildi bu sefer, kuruydu. Sanki çamurla oynamış ve öylece kalmıştı elleri, kirli. Kirletmişti birçok şeyi, suçluydu o. …acın hiç dinmeyecek. Dindirmeyi başaramamıştı işte. Yapamıyordu, eskisi gibi güçlü olamıyordu, dizleri çamura saplanmıştı, kalkamıyordu. Sen beceriksizin tekisin Morwy, aşağılıksın. Bunları sen istedin, işte acısını çekiyorsun. Zaten dönüp dolaşıp yaptıkların seni bulacaktı, ne kadar kötü birisin. Kahrolasıca cadı!
Düşüncelerine hakim olamıyordu. Gözyaşlarından ıslanmış olan nemli dudaklarını hareket ettirerek hıçkırmak istedi, haykırmak onca olan bitene; ama açılmıyordu onlar, onlar bile Morwy’e karşıydı işte, sahip olduğu bedeni. Acısı dinmeyecekti, dudaklarından dökülen kelimelerin Sofy haklıydı...savurup yerine seni tatmin etmeyecek şeyler, kişiler koymamalısın. Tracy ve Norma yeterince değerli olsalardı gitmezlerdi. Belki de haklıydı Sofy. Değersizin tekiydi onlar. Ezikler! Eziktiler ve gittiler. Kendileri istedi belki, değer verseler, değer verdiğimizi hissetseler gitmezlerdi. Morwy düşüncelerine hakim olamıyordu. Tek bedende iki ayrı zıt düşünce oluşmuştu şimdi, iki ayrı ruh tek bedene hakim olabilen.
‘Kendin gibi olduğuna, gerçek bedeninde olduğuna...' Kendi bedeninde olmak mı? Ah tabi. Düşünmemişti tüm olanları. Morwy sahte olmayı becerememişti hiç, beceriksizdi o-kendisini öle görüyordu ya da-.
“Sen Sofy değilsin!!”
Morwy kendine hakim olamıyordu. O Sofy olamazdı, Sofy… Gerçek beden, kendin gibi olmak… Ah tabi ya düşünememişti. Bunları söyleyen asla Sofy olamazdı! | |
| | | | Sorunlar~ | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|