Adı & Soyadı ~ Eleanora Lizz Memphis
Fiziksel Özellikleri ~ * Sarışın * Uzun boylu * Zayıf *Mavi gözlü
Kişisel Özellikleri [En az 3 satır] ~
Eleanora görünüşüyle çok sevecen ve iyi kalpli bir kız olarak görünsede içinde ölüm yiyenlere ait bir kötü kal vardır. Ama sevdiklerini ve dostlara bu kötü kalpli yanını hiç göstermez. Hep iyi kalp yanını göstermeye çaba gösterir. Birde Kendi tarafında kere Canayakın. Safkandır. Ailesine en sevdiği arkadaşlarına çok ama çok düşkündür. Bir Zaylı ğördüğü zaman onu oracıkda öldürmek ister. Ama bazı zaylı arkadaşlarıda vardır. Çünkü onlarıda çok sevdiği için onlara bir şey yapmaz onları çok sever. Çok mutlu ailesi özelliklede annesini çok sever. Çok asil bir aileden gelmektedir.
Ailesi / Geçmişi [İsteğe Bağlı] ~
Örnek Rp [Yazılmadığı Taktirde Başvurunuz Değerlendirilmeyecektir.] ~
Eleanora sabah gözlerini açtığında bulutların rasından süzülen güneş tamda Eleanora'nın gözüne doğru geliyordu. Bu durum Eleanora'nın az da olda olsa hoşuna gitmişti. Çünkü biliyordu ki Sabah güneşi güzellere gelirdi. Yatağından esneyerek kalktı. Yatakhane de sadece Grace vardı ama o da hala uyuyordu. Yorganıyla kafasını kapatmış uyumaya çalışıyordu. Eleanora saatine göz attı. Saatin erken olduğunu görünce fazla da hızlı hareket etmesine gerek yoktu. Kendine aynada baktığında saçının başının dağınık olduğunu gördü. Tarağını eline alarak saçını acıtmamak için hafif hafif tarıyordu. Grace'nin geç kalmasını istemiyordu. Cübbesinin düğmesini iliklerken bir yandan da Grace'ye sesleniyordu.
" Grace canım artık uyan derse geç kalacaksın. "
Yorganını çekiştirmeye başlamıştı. Grace hala uyanmıyordu. RÜya görüyor olmalıydı ki bir şeyler fısıldıyım duruyordu. Eleanora bir an gülümsedi. Yorganını üzerinden alarak onun uyanmasına yardımcı oluyordu. Tekrar sesini yükselterek kulağına doğru bağırdı.
" Graceeeeeeeeeee.. "
diyince Grace bir hamlede uyanmıştı. Şaşkın şaşkın ekrafına bakınıyordu. Bu durum Eleanora'yı bir an gülümsetmişti. Grace uykulu gözlerle Eleanora'ya bakıyordu. Çok komik bir hali vardı. Eleanora Grace'den ses çıkmayınca tekrar söze başladı.
" Eee hadi ama iksir dersine geç mi kalmak istiyorsun yoksa. Senin yüzünden ben de geç kalacağım. "
Dedikten sonra bir an gülümsedi. Eleanora o sırada cübbesini giydi ve eşyalarını hazırlamaya koyulmuştu. Grace de yatağından kalkarak biraz sinirli biraz da şaşkın bir bakışla söze başladı.
" Tamam tamam kalkıyorum. Patlama. "
Dedikten sonra hemen üzerine cübbesini güzelce giydi. Saçınıda yaptıktan sonra hemen hazır olmuştu bile. Bu durum Eleanora'yı biraz şaşırtmıştı açıkcası. Çünkü Eleanora bile ondan yavaş giyiniyordu. Çünkü kendinin saçı ondan uzun olduğu için onu taraması biraz zamanını alıyordu. Grace alaylı bir tavırla Eleanora döndü.
" Ee hadi ama sen hala hazır değil misin? Ben senden geç kalktım ama senden de erken giyindim. "
Gülmeye başlamıştı. Eleanora bu işe hala aklı ermemişti. Hemen çantasını aldı ve birlikte yatakhaneden gülümseyen bir yüzle çıkarak dersliğe doğru yol aldılar. O sırada da gülüşmeye kıkırdamaya başlamışlardı bile. Konuşa konuşa gidiyorlardı. Etraflarında bir sürü öğrenci derse gidiyorlardı. Bir kaç dakika sonra dersliğe gelmişlerdi. Çok kolay bir şekilde gelmişlerdi. Eleanora'nın ilk dersi olduğu için içinde bir gram bile heycan yoktu. Ama Grace öyle görünmüyordu. Yanyana giderken Kolu zangır zangır titriyordu. Bu durum onun bir anlık gülümsemesine sebeb olmuştu. Eleanora ilk olarak içeriyi kolaçan etti. Kafasını kapıdan içeriye soktu. İçeride profesörün gelmediğini görünce Grace'ye göz kırptı ve içeriye gelmesini eliyle işaret etti. Kapıyı kendilerine doğru çekti ve içeriye girdiler. İçerisi tıklım tıklım doluydu. Ön taraflar da boş bir sıra gördüler ve oraya oturdular. Eşyalarını sıranın üzerine koydular. Bir kaç dikaka bekledikten sonra kapıdan uzun boylu bir erkek gelmişti. Herkesin ayağa kalktığını görünce bunun profesör olduğunu anladıkları zaman onlarda hemen ayağa kalktılar. Profesörün oturun işareti ile oturdular. Profesör konuşmaya hemen başlamamıştı. Bir kaç dikaka bekledikten sonra profesör hala konuşmaya başlamayınca Eleanora Grace ile konuşmaya başlamıştı. Sınıfta bir anda büyük bir gürültü kopmuştu. Çünkü herkes ya yanında ki arkadaşıyla yada arkasındaki arkadaşlarıyla konuşuyordu. Bu durum profesörü biraz rahatsız etmiş olsa gerek hemen söze başladı.
" Öncelikle hepiniz yeni bir döneme hoşgeldiniz. Dersimizin amacı gereği bu dersi uygulamalı işleyeceğiz ve sizlerin iksir yapımındaki başarınızı bana, ders sonunda bırakacağınız içi iksirinizle dolu ufak tüplerden anlayacağım. "
Dedikten sonra sınıf büyük bir sessizliğe bürünmüştü. Herkes arkadaşlarıyla konuşmayı bırakıp profesörü daha dikkatli dinlemeye ve onu daha fazla tanımaya çalışıyorlardı. Profesör tüm öğrencilerin gözünün içine dikkatli bir şekilde bakıyordu. Bu her halinden belli oluyordu. Bir an Eleanora'nın gözünün içine bakınca Eleanora bir an irkildi ama aldırmamıştı. Tüm herkezin onu dinlediğini anlayınca tekrar söze başladı.
" Hepinizin alıştığının aksine bir tanışma faslı olmayacak. Çünkü bunu zaman kaybı olarak görüyorum. Onun yerine ben adımı söyleyeceğim ve sizleri de bırakacağınız iksir dolu tüplerinizden ve iksir dersindeki başarınızdan tanımayı umuyorum. "
Dedikten sonra Eleanora bunun çok iyi bir dayarnış olduğunu anlamıştı. Bu profesörle iyi anlaşacağını biliyordu. Gerçektende çok zaman kaybı ve çok sıkıcı bir durumdu. Profesör asasını eline alarak tahtaya doğru yaklaştı. Eleanora bir şey yazacağını anlamıştı ama ne yazacağını bilmiyordu. Birkaç dakika bekledikten sonra tahtaya nihayet istediği şeyi yazmıştı.
" Isaac Rufus Beljean. Gördüğünüz üzere ismim, Isaac ve sizlerin bana Profesör Beljean demeniz yeterli olacaktır. Kendimi sizlere tanıttığıma göre işleyeceğimiz ve sizlerin uygulayacağı iksirleri söyleme vakti gelmiş bulunmakta. "
Dedikten sonra tüm öğrencilere tekrar gülümseyen yüzüyle bakıyordu. Eleanora profesörün ismini öğrendiği için mutluydu çünkü bu ders onun için çok önemli ve en sevdiği bir dersti. Bu derste başarılı olması onu çok ama lutlu edecek bir durumdu. Eleanora sevdiği derste başarılı olunca çok seviniyor ve sevdiği herkesle bunu başlaşmak istiyordu. Bu sevinci bu derstede yapabilecek miydi acaba diye çok soru soruyordu kendine. Buna inandığı için bu derste daha başarılı olacaktı. Profesör tekrar devam etti sözlerine.
" Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki dördüncü sınıflar Aşk İksirini, üçüncü sınıflar ise Sivilce Merhemini uygulayacaklar ve bu iksirlerin malzemelerini tahtaya yazacağım ve sizlerde iksirleri uygulayacaksınız. Tamamen sizin hayal gücünüze bırakıyorum, uygulama işini ama eminim ki hepiniz bu iksirlerde başarılı olacaksınız. "
Dedikten sonra Eleanora biraz heycanlanmıştı çünkü uzun zaman sonra ilk defa iksir yapacaktı. Doğru yapamayacak diye de bir korkusu vardı içinde. Bu korkuyu o anlık yenmesi gerekiyordu. Profesörün mazemeleri yazmak için tahtaya yöneldiğinde Eleanora da parşömenini ve kalemini hemen çıkardı ve tahtada yazılanları bir bir geçirmeye başladı.
' III. sınıflar için ~
Sivilce merhemi ~ Yüksek dozda kullanılmadıkça ergen sivilcelerinde fazlasıyla etkilidir
~ Malzemeler
1 adet unicorn tüyü
1,5 litre papatya çayı
2 damla ejderha salyası
3 adet sarımsak kökü '
Parşömenine geçirdekten sonra hemen daha fazla vakit kaybetmemek için hemen malzeme dolabına koştu. Malzeme dolabında az da olsa bir kuyruk vardı. Öğrenciler hemen yazmaları bitirince hemen malzeme dolabına koşuyor malsemeleri alıyorlardı. Eleanora hemen sırası gelince elinde olan parşömene bakarak gerekli olanları aldıktan sonra sıkışık bir halde sırasına doğru yöneldi. Malzemeleri kazanının yanına bıraktıktan sonra kazanının yanına geçerek malzemeleri tekrar ederek kazanının içine sırayla koyuyordu.
İlk olarak bir adet unicorn tüyü. Hemen yanında duran tüyü kazanın içine attı. Ardından 1,5 litre papatya çayı. Hemen çayı aldı ve yavaş bir şekilde kazanın içine doğru dökmeye başladı. Mümkün olduğunca tüyün üzerine dökmeye çalışıyordu. Buraz bekledikten sonra 2 damla ejderha salyasını bir şırınga yardımı ile damlattıktan sonra kazandan çeşitli renkler geliyordu. Her bir mazemeyi koyruktan sonra değişik renk çıkıyordu. Onu da koyduktan sonra son bir tane malzeme kalmıştı o da 3 adet sarımsak köküydü. Hemen saramsak köklerini aldı ve içine teker teker atmaya başladı. Her bir sarımsağı attıktan sonra renk daha da değişiyordu. Sonra malzemeleri tam koydu mu diye kontrol ettikten sonra. Elindeki kağıdı sıraya koydu ve bir kaşık yardımı ile bir kaç dikaka karıştırmaya başladı. Her karıştırdıktan sonra kokusu biraz değişiyordu ve iksir lapa lapa olmaya başlamıştı. Bu durum iksirin olduğunun işaretiydi. Bir kaç dikaka daha karıştırdakton sonra merhemin olduğunu görünce karıştırmayı bıraktı ve sıranın yanında duran tüpün içine azar azar doldurmaya başladı. Bu iksiri yaptığı için çok mutlu olmuştu. Merhemi tüpün içine doldurduktan sonra bir kağıt aldı ve adını soyadını yazdıktan sonra tüpün üzerine yapıştırdı ve tüpü profesörün masasını gülümseyen bir yüzüyle koydu. Eleanora çok mutluydu yüzünde gülücükler açıyordu. Merhemi yaptığı için kendinden gurur duyuyordu. Grace de merhemi yaptıktan sonra o da verdi ve derslikten gülümseyen bir yüzle yatakhaneye doğru yol aldılar. İkisidi gerçekten çok başalı bir iş çıkarmıştı.