Jessica Ashley Walder
¨Güneşte renkleri biraz daha açılan kumral dalgalı saçları omuzlarını biraz geçer. Koyu renk olan gözleri çoğu zaman duygularını en iyi anlatmasındaki en önemli araç olmuştur. Buğday renkli ten rengi yazdan kalan güneşlenmiş hali her zaman korur. Boyuyla her zaman orantılı olmuş olan kilosunu korumaya özen gösterir. Fiziğiyle birçok kişiyi etkilemeyi başarmıştır.
¨Konu sevdikleri olduğunda herşey ona hiç gelir. Çok yakınlarına delicesine bağlanır en ufak bir zarar gördüklerinde zarar veren azılı düşmanı haline gelebilir. Haksızlığa karşı gelmek için her türlü mantıksız şeyi yapabilir yaptığından da doğruya ulaşılmadığını sürece dönmez. İçine kapanık biri gibi görünmez ama en yakın arkadaşı hariç kimse onun sırlarını bilmez. Sırlarıyla kendi dünyasında yaşamayı sever. Çoğu zaman tek dolaşsa da hiçbir zaman arkadaş sıkıntısı çekmemiştir , tanıştığı insanlar çabuk ısınır ama bu güvenmesini gerektirmez. Aşk konusunda seçiçi davransa bile çabuk aşık olabilir. Sadece aşkını kendine itiraf etmesi güven sorunu yüzünden çok zaman alır. Aşk konusunda cesur olmasa bile Yasak Orman'a yapılan ziyaretler konusunda çok cesur olabilir. Ailesiyle her zaman sorunları olmuştur ; bu yüzden de tatillerini genelde onlardan uzakta geçirir. Onları sadece sınırsız para kaynağı olarak görür.
'' Günaydın Nerissa. Kevin buralarda mı ? ''
'' Hayır , rahat edebilirsin. Sanırım Büyük Salon'da kahvaltıda. ''
Güne Kevin olmadan başlamanın verdiği huzurla şöminenin karşısındaki koltuğa gömüldü. Kevin Sihirli Yaratıklar Bakımı dersinden sonraki halini sadece o günün akşamına kadar sürdürebilmişti. Ertesi sabah Lucy yatakhanenin kapısının önünde Kevin'ı görerek güne başlamıştı. Tüm gün o nereye giderse gelen Kevin'ın delirmeye başladığına kanaat getirmiş , bütün bir günü dersler dışında ondan kaçmaya çalışarak geçirmişti. Derslerine kendini verememesi , bütün gün aç kalması ve sürekli kızlar yatakhanesinde durması da bunun yan etkileriydi. Durumu dün gece Ortak Salon'da Kevin ona olan bakışlarına aldırmayarak Ryan'a herşeyi anlatmıştı ; en kolay çözüm yolu abisinin merhametine bırakmaktı.
İlk dersinin boş olduğunu hatırlayarak sırıttı , güne tembellik yapıp uzun bir kahvaltı ile başlayacaktı. Nerissa'nın onun yanından gittiğini anlayarak başını oturduğu koltuğun arkasına dayayıp gözlerini yumdu. Hafızasında canlanan tek şey abisinin dün gece ona hissettirdiği koruma duygusuydu. Daha önce onu bu kadar koruyan , kıskanan hiçbiri yoktu. Abisi belki de bu dünyada sahip olduğu en değerli varlıktı. Yüzünde tatlı bir gülümsemenin belirmesine izin vererek abisini bulmasına izin verdiği için Tanrı'ya teşekkür etti. Yüzündeki gülümsemin sırıtmaya dönüşmesine sebep olan midesinin gurulmasına uyarak kalkmayı hiç istemediği koltuktan kalktı. Midesinin isteği üzerine ayakları onu Büyük Salon'a götürüyordu. Hufflepuff Masası'na doğru ilerlerken gözlerini devasa salonun girişine dikmiş olan Kevin'ı görüp geri döndü. Onu görmediği umarak son hızla okulun çıkış kapısına yöneldi.
''Hey , bekler misin Lucy ?! ''
Kevin'ın ona hitap eden sesini duymamazlıktan gelerek bahçede nereye gittiğini bilmeden yürümeye devam etti. Hafif de olsa rüzgarın hakim olduğu hava üşümesine neden olmuştu. Kevin'ın onun beklememesine rağmen arkasından geldiğini düşünüyordu. Bunu anlamak için her zaman çantasında taşıdığı aynayı çıkarak kendisine bakıyormuş gibi arkasına baktı. Kevin başını sürekli arkaya çevirerek okulun içine geri dönüyordu. Ondan kurtulduğuna sevinerek o da okulun içine doğru yürümeye başladı. Kevin'ın üst katlara çıkan merdivenlere doğru ilerlediğini görünce midesinin isteğini hatırlayarak Büyük Salon'a girdi. Hufflepuff Masası'nda sadece birkaç birinci sınıf öğrencisi kalmıştı. Lucy masanın kapıdan en uzak kısmına oturarak önündeki yiyecekler azar azar tabağına doldurdu. Kaç gündür Kevin belası yüzünden yemek yiyemediği için bir kilo vermişti bile. Tabağına aldığı krebi iştahla yerken ilk dersin başladığını belirten zilin çalmasıyla masalardaki yemekler de yok oldu.
Daha doymamışken yok olan yemeklere sinir olurken ikinci dersin Tılsım olduğunu hatırlayarak onun gibi doymamış olan diğer öğrencilerle çıkarken onlara eşlik etti. Sınıfa gitmek için daha erken olduğunu düşünse de uyuşuk adımlarla cumaları yer değiştiren merdivenler sayesinde dördüncü kata çıktı. Dersin başlamasına çok olduğu halde sınıfa son gelen öğrenciler arasındaydı. Ortalanmış sıraların sağdakinin en sonuna otururken gelen diğer öğrencilere baktı. Marshall , Helen adını bilmediğini bazı kişiler daha...
“ Sihirli Günler! Gelen ilk sınıflara kendimi tanıtmakla başlayalım derse. İsmin Eileen Garcia. Yıl içinde birlikte Tılsım dersini işleyeceğiz. Sözlerimi kulağınıza küpe edersiniz. Okuldan iyi derece ile çıkmamanız için bir sebep yok. Öğreteceğim büyüler, okul içinde başarınızı sağlamakla kalmayacak aynı zamanda sizi hayata hazırlayacaktır. “
Yine tanışma faslı yok sayılmıştı , bu kadar çok kişinin içinde kendini tanıtırken sirklerde olan maymunlar gibi hissediyordu. Sert biri gibi görünen Profesör Garcia'nın konuşmasını dinlemeye başladı. Bu ders uygulama yapacak olmalarının verdiği heyecanı hissederken sorulan sorunun cevabını hatırlamak için beyninin tüm hücrelerini kullanmaya çalıştı. Bu büyüyü geçen yıl yaptığını hatırlıyordu. Nefret ettiği bir Gryffindorlu ile düello yaparken kullanmıştı. Evet , Impedimenta... Marshall'ın ondan önce hatırlayıp sölemesine biraz kızarak suratı asılmıştı. Zaten bildiği büyüyü derste tekrar edecek olmasına üzülürek , dersteki ilk sıranın onlara verilmiş olmasına sevindi.
Profesörün uygulama yapacakları odaya geçişinin ardından o da diğerleri gibi odaya geçiş yaptı. Yapacakları büyüyü çok iyi bildiğine güvenerek ikinci sırada yerini almıştı. İçindeki mini heyecan dalgasını bastıran sesi '' Impedimenta ! '' demişti. Ona doğru gelen taşı sadece yarı yolda kırmayı başarınca sükseni düşerek bekleyen öğrenciler arasında yerini aldı. Diğerleri arasında onla aynı başarıyı yapanlar az olduğu için kendisini başarılı saydı. Büyüyü neden tam olarak yapamadığını düşünerek diğerlerini izlemeye devam etmişti.
“ Evet, üçüncü sınıflarda isteyen dersimden sessizce ayrılabilir.''
Dersten ayrılmalarına izin verilse bile o kalmayı tercih edip bir köşeye geçip sessizce ondan bir dönem ufak olanları izlemeye başladı. Başarılı olan Hufflepuff ikinci sınıflara gülümseme dağıtarak geçen yılki halini hatırladı. Ondan büyüklerin büyü konusunda destek vermeleri hoşuna gitmişti her zaman için. Geçen yıl Ryan'ın ona Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ' da yardım ettiğini hatırlayarak içini büyük bir sıcaklık kapladı. İkinci sınıfların uygulamasının bitmesinin ardından dersten çıkmalarına izin verilen öğrencilerle birlikte dersten çıktı. Büyüyü tam başarı göstererek yapamasına üzülmesi dışında güzel bir ders olduğunu düşünüyordu.
Paz Ocak 18, 2009 3:31 pm
