Ference Leiff Jagger~

Ference Leiff Jagger

Geçmişi~
Bundan tam 112 yıl önce, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne bağlı Moskova vilâyetinde geldi dünyaya. Babası Karl Jagger, ona Macar isimlerini andıran 'Ference' ismi ve büyük büyük babasının adı olan Leiff'i koydu. Daha sonraki yıllarda Jagger, Leiff ismini tercih edecekti. Daha küçük yaşta özgürlükçü düşüncelere ve tarihe ilgi gösterdi. Bu yolda edindiği bilgiler onun ileriki hayatında çok etkili olacaktı. 6 yaşına geldiği vakit, büyü yapabildiği komik bir olayla anlamış oldu. Annesinin değerli saydığı bir vazoyu kırınca üzüntüyle ağlaması, içindeki sihrin ortaya çıkmasına sebep olmuştu ve vazo birden tamir olmuştu. Bu ufak keşfinden sonra, gücünün sınırlarını öğrenmek için cadılık ve büyücülük üzerine yönlendirdi araştırmalarını. Zeki bir çocuktu ve babası sayesinde okumayı okuldan önce sökmüştü. Bu sayede rahatça kitap okuyabiliyordu ve Büyüler üstüne onlarca kitap okudu. Fakat öğrenme açı Leiff'e bunlar yetmemişti.

Kişiliğinin oturmaya başladığı yıllarda Leiff, Hogwarts denilen bir yerin damgasını taşıyan bir mektup aldı. Mektubu açtığında ilk dikkatini çeken şey 'Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Yüksek Okulu' olmuştu. Bu, herşeyi değiştirecek bir gelişmeydi. Bir büyücü olduğu o zaman kesinleşmişti. Apar topar –ailesinin izniyle- İngiltere’ye doğru bir tren yolculuğuna başladı. Zamanın şartları dolayısıyle, birkaç günde vardı Londra’ya. Tabii Almanya’dan sonra Feribot ile devam etmişti yoluna. İngiltere’de her şey çok farklıydı. Leiff, buradaki insanların soylu olma çabası içinde kendilerini çok kastığını fark etmişti. Ne gariptir, yıllar sonra kendisi de bunlara benzeyecekti. Büyüce Dünya’dan bir iki kişi Leiff ile buluştu ve ona yapılması gerekenleri öğretti. Bu sırada Leiff, büyük büyük babası I. Leiff’in de bir büyücü olduğunu öğrendi. Bu bilgiden sonra artık hep Leiff ismini kullandı. İmzalarında bile Ference ismini kullanmıyordu artık.

Hogwarts Okulu’nda ise Hufflepuff binasından mezun oldu. Kendi döneminin en parlak ve başarılı öğrencisiydi ve okulu birincilikle bitirdi. SBD ve FYBS sınavlarında rekor dereceler aldı. Artık tüm Büyüce Dünya içerisinde istediği mesleği edinebilirdi. Lâkin henüz 17 yaşında olması, Leiff için bir tecrübesizlik anlamına geliyordu. O da bilgilerine bilgi katmak ve biraz da tecrübe yaşamak adına birçok ülkeyi gezdiği ve 17 yıl süren bir Devr-i Âlem’e çıktı. Gezip gördüğü yerleri yavaş yavaş gezmişti ve bu nedenle bu kadar uzun sürmüştü. Sırasıyla Yugoslavya, Bulgaristan, Macaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Mısır, Kıbrıs, Türkiye, İsrail ve İspanya ülkelerini gezdi. İngiltere’ye tekrar döndüğünde ise 34 yaşında fakat yaşının ötesinde bir birikime sahip biriydi artık.

İngiltere’ye döndükten sonra biriktirdiği paralar ile bir dükkan açtı, iki yıl kadar o dükkanı işletti. Bu sıralarda ilk romanı olan ‘Bir Büyücünün Dünya Turu’ nu kaleme aldı. İki yıl sonra dükkanı kapandı ve Leiff, Büyüceşûra Hakimi olabilmek için başvuruda bulundu. İki gün sonra inanılmaz bir hızla başvurusu kabul edildi. Ve böylece Leiff, Büyüce Dünya’daki şöhret basamaklarına bir kez daha adım atmış oldu. Kaybolduğu yıllarda unutulan ününü kısa sürede kazandı. Mahkemelerde gösterdiği tutumu ve adaleti hoşgörüyle kullanması dikkati onun üstüne çekti ve Gelecek Postası’nda onlarca haberi ile bir röportajı yayınlandı. Leiff, SSCB’nin yıkılmasının ardından İngiliz vatandaşlığına geçti ve kısa sürede kendini İngiliz büyücülere de kabul ettirdi. 98 yaşında, 14 yıl önce Büyüceşûra’nın Baş Hâkimliğine getirildi.

Kişiliği~
Zeki, çalışkan ve öğrenmeye aç biri. Kitap okumayı seven ve her daim kitabını elinden düşürmeyen bir kişidir. Bilgeliğinden gelme bir sakinliği ve huzuru vardır. İnsanları bakışlarıyla delebilir fakat o bakışlarını kimseye göstermez. Çok sevecen ve sıcak kanlıdır. Hayatını ‘Dünya yıkılsa da, bırak adalet yerini bulsun.’ Sözüne göre uyarlamıştır. Baştan beri bir yöneticidir ve liderlik duyguları kabarıktır. Hiçbir şey onu endişelendiremez ve Tanrı dışında hiçbir şeyden korkmaz. Kararım karardır, inatçı yapısı bazen başına dertler açabilir fakat yine de beyni her şeye bir çözüm bulabilir. Arkadaş edinmeyi sever ve kahve ile sigara içmek en büyük hobisidir. Sakalını sıvazlamak onu dinlendirir ve unutkandır. Özgürlük ve eşitlik yanlısıdır. Birilerinin hakkının yenmesine tahammül edemez. Asıl sinirini ve yapabileceklerini bu durumlarda gösterir. Hayatında birkaç kez başarısız evlilikler yapmıştır bu nedenle aşka inanmaz.

L E J A N T

~Eragon James Black [Pek İyi Bakmıyorum]
Sayın Bakan Black ile aramda pek bir muhabbet yok aslında. Lâkin gazetelerden veya Bakanlık'tan takip ettiğim kadarıyla burnu kalkmış birisi. Eh, bu genç yaşında Bakan olmasının da buna katkısı olduğunu düşünüyorum. Kısacası daha çok toyken büyük bir konuma getirildiği için havalandığını düşünüyor ve kendisine pek olumlu yaklaşamıyorum.

~Craig Justin Archman [Sevdiğim Ufaklık]
Craig'i bir Hogwarts ziyareti sırasında gördüm. Aslında o benim önüme atılıp konuşmaya başladı. 1-2 yıl önceydi sanırsam. Onunla konuşurken edindiği tavırlar hoşuma gitti ve onda bir gelecek gördüm. Bundan sonra birkaç kez daha onunla konuşsam bile, o benim hâlâ bir çocuk.

~Howard Jagger [Biricik Torunum]
Howard, en sevdiğim torunum. En minikleri olduğundan olsa gerek. Ne kadar ciddiyeti seven biri olsam dahi onun haylazlıkları çok hoşuma gitmiştir her zaman. Onun da beni sevdiğine eminim. Zekasını her zaman takdir ederim Howard'ın. Beni ona çeken bir şekerliği var Howard'ın. Bazen yanıma gelip benden öğürt istemesi çok hoşuma gidiyor. Kısacası o benim hayatımın vazgeçilmezlerinden.

Ekledim Efe.

istediğini kullanabilirsin...

Kişiliğin hakkında bir fikre sahip olamadım açıkçası. Lütfen benim kişiliğime bir göz at ve düşündüğün bir kurgu varsa bana bildir. Kararını ÖM veya bu başlık üzerinden yazabilirsin.

Teşekkürler... (:

Craig Justin Archman *

Kurgu ;

Craig , seninle ilgili fazla şey bilmiyor. Sadece bir kaç kez seninle konuşmuşluğu oldu. IV. Sınıf olması onun hakkındaki düşüncelerini artı yönde etkilesede , o senin için hala çocuk..

Sevdiğim Minikler
Geleceğini İyi Gördüklerin

Ekledim. ^^

Dede, dede xD

Umm... Howard tek kız ve en küçük torunun. Sanırım bu bir ayrıcalık oluyor onun için xD Zeki kişiliğini, inatçı yapısını senden almış ve çocukluğundan beri seni idolü olarak görüyor. Gerçi ailede bakanlık dışı çalışan nadir kişilerden ama olsun. x) Arada görünmez bir mesafe olmasına rağmen sana fazla düşkün biri Howard. Çocukça haylazlıklarını, her zaman olmasa da, iyi zamanlarında sana geçirebiliyor. Gerçi bazen haylazlıkları yüzünden azar işitmemişliği yok değil. Artık pek sık görüşmemelerine rağmen Howard, bir kaynağa ve yol gösterilmeye ihtiyaç duyduğunda soluğu senin yanında alır. Ha, bir de eğer haber peşinde ise, bakanlıktaki haberlere senin yardımınla ulaşabileceğini düşünüyor. Hoş, bugüne kadar bir yardımın dokunmamış bu konuda ama o umutlu.
Torun baldan tatlıdır. Sen benim kişiliğime bir göz at istersen, ona göre ekle. xD

Ekledim. Fakat kurgu dandik. Ne yapayım, kastım kastım olmadı.

Bir diğer torunun olarak bende başvurayım...


Nicolai senin gözünde en belalı torunlarından biri. Serseri tavırları ve asla belli olmayan hareketlerinden çoğu zaman endişe duyuyorsun. Ancak senin korkun ona bir şey olmasından değil tam tersine ailenin adına bir zarar gelmesinden endişe ediyorsun. Sen bu torununa nasıl bakıyorsan, Nicolai' de benzer düşünceler içinde. Otoriter tavırların onu herzaman sıkmakta. Bu yüzden çok fazla sana uğrayan biri değildir. Önemli aile toplantılarına bazen katılır bazen katılmaz. Katıldığında ise tam çocuk gibi alaylı hareketlerde bulunmayı tercih eder.

Bunlara göre bir düzenleme yap ve yerleştir bakalım beni..