Jean çatlak kazanda onun için ayrılmış darmadağan, pis kokulu, rutubetli odanın içinde yatağında uzanmış tavana bakıyordu şuan.Jean düşünüyordu da arkadaşlarıyla hiç görüşmüyordu.Hiç buluşmuyorlardı,hiç dolaşmıyorlardı.Bunun nedeni neydi acaba?Jean herkeze bu kadar sevecen davranmasına rağmen... Ama sorun apaçık belliydi.Herkez işleriyle uğraşıyor Jean gibi ortalıklarda dolaşmıyorlardı.Jean'inde bir mesleği vardı ama sorumluluklarını, yapması gereken şeyleri eğlenceden sonraya atıyor görevlerini hep geciktiriyordu. Ama bu nasıl olurdu ki.Yani hiç dolaşmadan sabahtan akşama kadar çalışmak eğlence yok, gülmek yok...
Belkide onlar yanlarına Jean'i almak istemiyorlardı olamazmıydı. Jean'in çok şımarık biri olduğunu felan düşünüyor olmalılardı... Jean bu düşünceler arsında boğulmaya başlamıştı. Neydi kendisini bu kadar rahatsız eden
''Benimle eğlenmek isteyen yanımda olur''dedi.
Başka ne yapabilirdiki. Elinden hiçbirşey gelmezdi.Bir büyüyle onları büyüyleyip dostlarımı yapacaktı. Tabiki de bukadar alçalmış değildi.
''At şu düşünceyi aklından,sen kendi kendinede eğlenebilirsin''dedi Jean heyecan dolu bir sesle kendi kendine.
Bir anlık gülümseme sonucu bu çözüm pek iyi olmamıştı. Yalnızlıktan sıkılmıştı.Aklına seherbaz bürosuna gidip oradan bir kaç arkdaşala takılmal geldi.Hiç beklemeden montunu sırtına taktı. Asasına aldı ve arkasında ihtiyaç duyduğu birşeyi bıraktımı diye baktı.Birşey unutmadığını görünce kapıyı açtı, geri kilitledi ve oradan uzaklaştı...